Bir Demet Dua-121
Her şeye her şeyden daha yakın ve hiçbir şey Kendisinden uzak kalıp gizlenemeyen ve el açıp yakarışa geçenlerin dualarına mutlaka icabet buyuran âlemlerin Rabbi Allah’a O’nun ilmi adedince hamd ü senâ ediyor; insanlığın medar-ı iftiharı Peygamber Efendimiz Hazreti Ahmed ü Mahmud u Muhammed Mustafa’ya, O’nun pırıl pırıl ailesine, yıldızlar kadar ulvî arkadaşlarına binlerce salât ü selam gönderiyor; gönlümüzü ellerimizin arasına alıp rahmeti sonsuz Rabbimize yalvarıyoruz:
Ey Rabbimiz! Ey biricik koruyucumuz! Bizi her zaman koruyup kollamanı ve sıyanet etmeni dileniyoruz. Sen bütün mahlûkatını lütuflarınla sevindiren, özellikle de iyilik duygusuna kilitlenmiş kullarını gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve insan tasavvurunu aşan hususî iltifat ve hususî pâyelerle şereflendiren sonsuz lütuf Sahibisin!
Ey sevdiği kullarını hiç yalnız bırakmayan Mevlâmız! Sen bizim için lütufkâr namına lâyık yegâne Zatsın. Biz muhtaç kullarını riayet ve inayetinle, insî ve cinnî şeytanların asla ulaşamayacağı sıyanet kalene al.. etrafımızı muhafaza surlarınla kuşat.. düşmanlıkla oturup kalkan kötü niyetli kimselerin şerlerinden bizi muhafaza buyur, ey koruyup gözetenlerin en güzeli Rabbimiz, ey celâl ve ikram Sahibi!
Efendimiz Hazreti Muhammed’e, aile fertlerine ve bütün ashabına salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz, Rabbimiz…
Allahım! Senden bizim, inanan kardeşlerimizin ve topyekün insanların kalblerini, imana, İslam’a, Kur’an’a, ihsan duygusuna ve Peygamberimiz vasıtasıyla bize gönderdiğin bütün hakîkatlere tastamam açmanı diliyoruz.
Rabbimiz! Nezd-i ulûhiyetinden göndereceğin nurlarla gönüllerimizi aydınlat.. sadırlarımıza, sînelerimize inşirah sal.. Sen Settâru’l-uyûbsun; hata, kusur, günah ve isyan olarak bizden ne sâdır olmuşsa Sen onları da setreyle.. aczimizi, fakrımızı şefâatçi yapıp yüce dergâhına iltica ediyoruz; ne olur, merhamet et ve işlerimizi kolay hale getir.. dostlarına karşı olan muameleni bizden de esirgeme ve bizim sîmalarımızı da ağart.. kalblerimizi topyekün islerden, paslardan, küçük-büyük bütün virüs ve mikroplardan arındır.. kabirlerimizi Cennet bahçeleri gibi pür-nur eyle.. bilerek ya da bilmeyerek içine düştüğümüz hatalarımızı, günahlarımızı mağfiret buyur ve tekrar onlara bulaşmak sûretiyle içimizin kirlenmesine müsaade etme!.
Senden hayr u hasenât istikametindeki bütün dilek ve maksatlarımızı gerçekleştirmeni niyaz ediyoruz. Ey sürpriz lütufların sahibi, Ulu Sultanımız! Bizi endişe edip korktuğumuz hususlardan da emîn eyle!
Yâ Erhamerrâhimîn ve Yâ Ekremelekremîn! Bizim, anne-babalarımızın, onların anne-babalarının, bize önderlik ve kılavuzluk yapan büyüklerimizin, bir harf bile olsa kendilerinden istifade ettiğimiz muallimlerimizin, hocalarımızın, onların hocalarının, sevdiklerimizin, sevenlerimizin, içinde neş’et ettiğimiz beldedeki insanların, milletimiz fertlerinin, kadın-erkek arkadaşlarımızın, dostlarımızın, kardeşlerimizin.. bize karşı hep civanmertçe davrananların.. inanan kardeşlerimizin.. hayır dualarında unutmayıp her zaman bizi de yâd edenlerin.. üzerimizde hakkı bulunan kimselerin.. kıymetli nasihatleriyle bize bekâ desenli sâlihatın yollarını gösterenlerin… ve bütün ümmet-i Muhammed’in günahlarını bağışla!
Ey ihsanları bitmek tükenmek bilmeyen ve kullarını lütuf sağanaklarıyla sırılsıklam hale getiren Yüceler Yücesi Rabbimiz! Ne kadar belâ, musîbet ve hastalık varsa, Sen bizi, onların tamamından muhafaza buyur!
Rabbimiz! Duamızın sonunda Sana olan minnet ve şükran hislerimizi bir kere daha tekrarlıyor, Rasûl-ü zîşânı, âlini, ashabını bir kez daha salavâtlarla anıyor ve dualarımızı kabul buyurmanı istirham ediyoruz. Ne olur, bizleri dualarına icabet edilmeyen mahrumlardan eyleme! Amin!..
Ey Yücelerden Yüce Rabbim! Bütün mal ve mansıp sahipleri kapılarını sürmelediler. Sen’in yüce dergahının kapısı ise asla kapanmaz ve dilekte bulunanlara her zaman açıktır.
Ya Rabbî, Ya İlahî! Yıldızlar gaybûbet âlemine, gözler de uykuya daldılar. Sen ise, ey Rabbim, Hayy’sın, Kayyûm’sun; uykudan, uyuklamadan sonsuz defa münezzeh ve müberrâsın.
Ya Rab! Gece, karanlığıyla mevcûdâtın üzerini örtünce döşekler de seriliverdi ve sevenler sevdikleriyle başbaşa kaldılar. Sen, Sen’in yolunda, Sana ulaşma istikametinde cehd ü gayret içinde bulunanların biricik sevgilisi, (benim gibi) yalnızlık gurbetine maruz kalanların da yegane enîsisin!
Ya İlâhî! Ulu dergâhına sığınan bu kimsesiz kulunu kapından kovacak olursan ben gidip hangi kapıya iltica edebilirim ki! İlâhî! Yakınlığından mahrum edersen beni, o zaman ben kimin yakınlığını umabilirim ki! İlâhî! Şayet Sen bana azap etmeyi murad buyurursan, ben biliyorum ki, cezalandırılmaya fazlasıyla müstehakım! Fakat affınla sarıp sarmalarsan, o da Sen’in lütfun ve keremindir.
Ya Seyyidî, ya İlâhî! Marifet erbabı kulların Sen’i bulduklarında Sen’den başka ne varsa hepsinden yüz çevirmişlerdir. Salih kulların Sen’in fazlınla necâta ermişlerdir. Taksîratı pek çok günahkarlar da “Tevbe, ya Rabbi!” deyip yine Senin kapına yönelmişlerdir.
Ey affı güzel Rabbim! Ne olur, affının serinliğini ve marifetinin halâvetini benim ruhuma da duyur ve beni onlarla doyur! Her ne kadar ben bunlara lâyık olmasam bile, haşyetle önünde iki büklüm olup ikâbından sakınılmaya lâyık olan da, mücrimlerin günahlarını bağışlama şanına yaraşan da yalnız Sen’sin!
Gönlümü dua etme ihtiyaç ve iştiyakıyla donatan Rabb-i Rahim’e kendisine yapılan münacâtların harfleri adedince hamd ü senâ ediyor, tazarru ve niyaz âdâbını talim buyuran Rehber-i Ekmel Efendimiz’e, mübarek hanesinin seçkin fertlerine ve Ashab-ı güzînine ağzı dualı kulların nefesleri sayısınca salât ü selam gönderiyor; Şefkat Peygamberi’nin hak nezdindeki kıymetini şefaatçi edinen bir merhamet dilencisi olarak bir kere daha Cevâd ü Kerîm’in dergahına el açıyorum:
Allahım nice ümit ve emellerimi gerçekleştirdin, onca beklenti ve taleplerime cevap verdin.. beni kaç kere sevdiğin ve hoşnut olduğun işlere muvaffak eyledin.. hastalıklarıma şifa lutfettin.. ve bendeni hasımlarının ellerine ve dillerine düşürmedin. Ey bu lütf u ihsanlarda bulunmasa bile, Zatı itibarıyla bütün hamd ve senâlar hakkı olan Meşkûr u Mahmud, şükürler olsun Sana.
Allahım, i’tikad, söz ve amel bakımından şanına lâyık olmayan her türlü kusurdan Zatını yüce tutma ve Sana layık olan sıfatları da isbat etme adına dile getirilen sözlerin en güzelleriyle, renk renk, desen desen tesbîh ü takdîs ifadeleriyle Seni anmak istiyorum. Sırf Senin hoşnutluğunu gözeterek ve rızana ermiş bir kul olma ümidi besleyerek Seni tesbîh ü takdîs etmeyi arzuluyorum. Bu talebimi gerçekleştirmeyi nasip eyle Allahım, beni bu devletten mahrum kılma, rahmetine açılan ellerimi boş koyma. Bendeni, hatalarını itiraf edip pişmanlıkla kıvranan, herhangi bir inhiraftan sonra yeniden toparlanıp dergahına yönelen, büyük-küçük her gaflet karşısında himmet kanatlarını açıp Senin inâyetine sığınan “tevvâbîn” unvanlı kullarının arasına kat. Bu perişan kulunu bilhassa seher vakitlerinde istiğfara sarılarak Senin mağfiretini dileyen Hak erlerinin safına dahil et; beni günahlardan, ayıplardan, isyanlardan, kusurlardan ve hakka muhalefet etme tehlikelerinden arındır.
Ey kendisinden istekte bulunulanların en cömerdi ve ey talepleri yerine getirenlerin en hayırlısı Yüce Rabbim!.. Bilerek ya da bilmeyerek işlediğim günahlardan dolayı beni yarlığamanı ve hususi himayene, ilahî riâyetine almanı diliyorum. Sana karşı her an kulluk şuuruyla yaşayabilmenin kapısını ve ihsan sırrını benim için aç; beni peygamberlerin, sıddîkların, şehitlerin ve sâir sâlih kulların yoluna hidayet eyle.
Efendiler Efendisi’ne, O’nun nezih aile fertlerine ve seçkin arkadaşlarına salât ü selam ederek bunları Senden dileniyorum, Rabbim!
Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’a, O’nun ilmi adedince hamd ve şükür; beşeriyetin medar-ı iftiharı Peygamber Efendimiz’e, âline ve ashabına okyanuslardaki su damlacıkları sayısınca salât ü selam ediyor; bu âciz kulun dualarına da icabet edileceği recâsıyla bir kez daha ellerimi açıp “Amin!” diyorum:
Allahım, beni, bütün mü’min kardeşlerimi, mü’mine bacılarımı ve arkadaşlarımı kurbiyetinin halaveti ve üns esintileriyle rızıklandır. Eziyet ve ızdırap veren saiklerden halas eyle. Sen benim Rabb-i Rahimimsin; ben ise Senin zavallı ve boynu tasmalı bir kapıkulunum. Evliya ve asfiyaya lütuf buyurduğun faziletleri bana ve benimle beraber bulunanlara da nasip et. Allahım, akıbet açısından hayırlı olan dualarımı kabul buyur; beni emel ve ümitlerimde hüsrana uğratma. İnsî ve cinnî hasımlarımı da Sana havale ediyorum, düşmanlık yapanların haklarından gel.
Allahım, işte ben mücrim kulun, pek çok hata ve günaha bulaşmış ellerimi kaldırıyor ve Sana yalvarıyorum. Senden talepte bulunmaya yüzüm olmasa da, âsî ve günahkâr birinin suçluluğu içinde ve mahcubiyetten kısılmış sesimle Sana halimi arz ediyorum.
Allahım, hakkındaki hüsn-ü zannıma göre bana muamele ve mukabelede bulun; bağışla beni; ey yegâne merhamet sahibi Rahman ü Rahîm ve ey tevbeye koşan günahkârları mağfiret buyuran Gaffâr u Settâr bendeni rahmetinle yarlığa. Dünyada ve ukbada Sensin dostluğuna güvenilen Yüce Mevlâ ve Sensin kendisine ümit bağlanan Mürtecâ.
Allahım! Niyazımın sonunda mukarrebliğin zirvesi Efendimiz Hazreti Muhammed’e, ihlas burcunun kahramanları olan aile halkına ve yol arkadaşlarına salât ü selam ediyor; reca duygusuyla dopdolu olarak bir kez daha rahmet-i ilahiyene sığınıyor; gerçek güç ve kuvvetin sadece Senden olduğunun şuuru içinde “Lâ havle velâ kuvvete illâ billah” unvanlı Cennet hazinenden sürpriz hediyeler bekliyorum.
Dualarımı kabul buyur, Rabbim!
Değişik zorluklar içinde sıkıntı çekenlerin bütün dertlerini gideren, gamlı ve kederli olanlara nefes aldırıp onları ferahlandıran, mahzunların hüznünü mutluluk ve sevince çeviren Güzeller Güzeli Rabbimize sonsuz hamd ü sena, Cenab-ı Hakk’ın O’na itaati Kendine itaat kabul ettiği biricik kıblenümâ Efendimiz’e, onun pak ailesine, tertemiz ashabına salât ü selam ediyor, günahlarımızın rahmet deryasında eriyip gideceği recasıyla el açıp yalvarıyoruz:
Merhameti sonsuz biricik Rabbimiz! Sıkıntılarımızı izale buyur ve bizi içinde bulunduğumuz gamdan, kederden kurtar.. en yakın bir zamanda biz aciz kularına nezdinden bir ferec ve mahrec (çıkış yolu ve ferahlık) nasip eyle.. bu mücrim bendelerini nefislerimizin, insî ve cinnî şeytanların ilkâ etmeye çalıştıkları vesveselerden, şehvet ateşinden, gaflet zilletinden uzak tut.. rahmetinle muamele buyur da, bizi günahlardan koruyacak elbiselerle donat.. bize mehafet ve mehabet duygularıyla beraber müşahede imkanı lutfet, lutfet de bütün varlığın Senin birliğine şeffaf bir ayna olduğu hakikatini görebilelim.. kulaklarımıza ve gözlerimize de hakkı görmeyi ve hakikati duymayı müyesser kıl.
Bizi cehalet vadilerinin dar ve boğucu atmosferine de terketme!
Efendimiz Hazreti Muhammed’e, aile efradına ve bütün ashab-ı güzînine salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur Rabbimiz!..
Yüceler Yücesi Rabbimiz’e sonsuz hamd ve şükür, Efendiler Efendisi Peygamberimiz’e, diğer enbiyâ-ı izâma, ehl-i beyte, sahabe-i güzîne ve Hakk’ın bütün sâlih kullarına zerrât-ı kâinat adedince salât ü selam ediyor, başta ülkemiz fertleri ve topyekün inananlar olmak üzere bütün insanlığı en kısa zamanda zulüm, tecavüz, açlık, yoksulluk gibi elem verici dertlerden arındıracağına ve dünyanın çehresine insanca yaşama, sulh, esenlik, emniyet, adalet, hürriyet boyalarını bir kez daha çalacağına katiyen inandığımız Rabbimiz’e el açıp yürekten ve ızdırar diliyle bir kere daha “Amin!” diyoruz:
Ya Rabbelâlemîn! “Kullarım Benden bir şey dileyecek olurlarsa Ben onlara yakınlardan daha yakınım ve dualarına mutlaka icabet ederim” buyuran Sensin ve Senin buyruklarının hak ve hakîkat olduğu hususunda asla şüphe edilemez. İşte zayıf ve aciz kulların olarak yüce huzuruna baş koyduk; kendimize zulmettiğimizi ve daha başka günahlarımızı itiraf ediyor ve “Tevbeler olsun ya Rabbi! Tevbeler olsun!” diyoruz. Evet, Senin hoşnut olmadığın ne kadar çok günaha bulaşmışsak hepsi için bağışlanma diliyor, bunun için de yüce dergahına iltica ediyoruz. Gaffâr ism-i cemîlinin hakkı için, ne olur, günahlarımızı ört ve bizi onların kirinden, isinden, pasından, tozundan, dumanından arındırarak zâhir ve bâtın latîfeleri dupduru insanlar haline getir! Şayet kusur, hata, günah ve isyanlarımızdan dolayı isimlerimiz şakîler defterine kaydolmuşsa, ne olur bahtına düştük, ismimizi oradan kaldır ve iyilerin, makbul ve mukarreb kulların isimlerinin kayıtlı olduğu kütüğe yazdır!.
Ey merhametine, şefkatine, keremine, ihsan ve lütuflarına nihayet olmayan Rahmet Sultanı Rabbimiz! Senden, bize de, dostlarına bulunduğun gibi muamele etmeni diliyor, hoşnutluğunun şerbetiyle bizi de ferahlandırmanı dileniyoruz.
Rabbimiz! Haddimizi aşarak bütün bunları Senden isteme cür’etinde bulunuyoruz, zira gidecek başka hiçbir kapımız yok ve Sen de bizim yegane Mevlâmızsın! Hem ne güzel Mevlâ ve ne güzel Dostsun! Ne olur, eksik gedik de olsa teveccühlerimizi kabul buyur; ar ve utanç sebebi olabilecek durumlara düşmemize müsaade etme!
Rabbimiz! Salât ü selâmla başladığımız duamızı yine salât ü selâmla nihayetlendiriyor, âlemlere rahmet vesilesi olarak gönderdiğin En Büyük Elçi’ne, İslam’ın bize kadar gelmesinin en önemli vesileleri olan Hâne-i Saadet’in güzide sâkinlerine, sahabe nesline, en mükemmel ve en kuşatıcı salât ü selâmlarla yerler ve gökler dolusu salât ü selâm ediyor ve başta Efendimiz olmak üzere onların yüzü suyu hürmetine dualarımızı kabul buyurmanı diliyoruz. Bizi lütfen ve keremen huzurundan boş geri çevirme!..
Her şeyin hakikî sahibi, âlemlerde dilediği gibi tasarrufta bulunan, mülkü dilediğine veren, dilediğinden de çekip alan, istediğini aziz istediğini de zelil kılan ve bütün iyilik ve güzellikler sadece Kendisinden olan Yüce Rabbimize sonsuz hamd ü senâ; O’nun sevgili Habibi, varlığın hem çekirdeği hem de meyvesi, Efendiler Efendisi’ne, ehline ve ashabına salât ü selam ediyor, bu vesileyle bir kez daha gönlümüzü ellerimizin arasına alıp yakarışa geçiyoruz:
Rabbimiz! Ümmet-i Muhammed’in başında dönüp duran kara bulutları kaldır.. içinde bulunduğumuz elîm durumdan bizi halâs eyle.. şu aciz kullarını gam, keder, zillet, tembellik, çaresizlik ve ye’s musibetlerinden muhafaza buyur!
Rabbimiz! Bizi zahir-batın nimetlerinle donat.. kurbiyetin kahramanı salih kullarını o payeyle şereflendirdiğin gibi bizi de dünya ve ukba hayatında mesud eyle.. dünyada sevip hoşnut olmadığın işlerden, ahirette de azabına ve ikabına maruz kalmaktan bizleri uzak kıl.. ebedî hayatın gerçek yurdu olan Cennetine al.. cemâlini müşahede ile lütuflandır ve Sana muhatap olma payesiyle şereflendir!..
Efendimiz Hazreti Muhammed’e, aile fertlerine ve bütün ashabına salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz, Rabbimiz…
Kâinatı yaratan ve ayakta tutan Âlemlerin Rabbi Cenab-ı Hayy u Kayyûm’a mevcûdâtın zerreleri adedince hamd ü senâlar ediyor; varlığa bir rahmet ve şefkat âbidesi olarak gönderilen İnsanlığın Medâr-ı İftiharı, Peygamberimiz Hazreti Ahmed ü Mahmûd u Muhammed Mustafa’yı, âlini ve ashabını da sonsuz salât ü selamlarla anıyor; aczimizi, fakr u zaruretimizi bütün güzelliklerin hakîkî sahibi Mevlâ-yı zü’l-Cemâl nezdinde şefaatçi yapıp ellerimizi açarak bir kez daha ‘Amin!’ diyoruz:
Ey keremi bir gölge hükmünde olan bütün keremlerin aslı ve menbaı Kerîm Rabbimiz!
Biz, mücrim kapıkulların olarak inanıyoruz ki, Sen’in ihsanların ve lütufların sadece iyi ve itaatkar kimselere mahsus değildir. Bilakis Sen bütün kullarını görüp gözetir ve onlardan hiçbirini mahrumiyet içinde bırakmazsın; bırakmazsın, zira Sen Ekremü’l-Ekremînsin.
Ya Rabbe’l-âlemîn! Sen’in kereminin, rahmetinin, merhametinin herkesi ve her şeyi çepeçevre sarıp sarmaladığı mülahazasıyla biz de huzurunde elpençe divan duruyor ve bizim gibi isyan vadilerinde düşe kalka yürüyen günahkârları da kereminden mahrum etmemeni diliyoruz; diliyoruz, çünkü Sen fazlı ve keremi bol, hazineleri için bitip tükenme asla söz konusu olmayan yegâne Rabsın!
Rabbimiz! Bize kötülük yapanlara iyilikle mukabelede bulunmamızı ve seyyiâtı hasenâtla savmamızı emreden de yine Sensin! İşte biz de Sen’den böyle bir muâmele ümid ediyor, hata ve kusurlarımızı setredip ihsanlarınla bizi de sevindirmeni diliyoruz. Bu türlü bir iyiliğin Yüce Zâtına yaraşacağında ise zerre kadar şüphemiz yoktur, ey Merhametlilerin en Merhametlisi olan Ulu Allahımız!
Duamızın sonunda âlemlere rahmet olarak gönderdiğin İnsanlığın Efendisi’ne, aile efradına ve seçkinlerden daha seçkin yol arkadaşlarına bir kere daha salât ü selam ederek bunları nihayeti olmayan hazinelerinden bize bahşetmeni diliyoruz. Reca duygularımıza mukâbelede bulun ve bizi eli boş geri dönen talî’sizlerden eyleme!..
Yaslıların ümit kaynağı, gariplerin sahibi, çaresizlerin çaresi Mevlâ-yı Müteâl’e sonsuz hamd ü sena ediyor; bütün varlığı yüzü suyu hürmetine yarattığı Habîb-i Ekrem’ine, O’nun güzide aile fertlerine ve seçkin yol arkadaşlarına salât ü selam gönderiyor, acz u fakrımı şefaatçi yaparak bir kez daha sonsuz şefkat sahibi Rabbimin ulu dergahına sığınıyorum:
Ey kullarına her zaman rahmet ve merhametiyle muamele eden Yüce Allahım! Hakkındaki yakînimi arttır, imanımı kuvvetlendir; halimi ıslah eyle ve akıbetimi güzelleştir.. tökezlemelerimi azalt, sürçmelerimi bağışla ve bana yeniden doğrulup toparlanma fırsatı ver. Hatalarımı ve günahlarımı yarlığa, ihtiyaçlarımı gider ve düşkünlüğüme, zayıflığıma, acizliğime merhamet et.
Ey rahmeti sonsuz Allahım! Gönlümü Senden gelecek her şeye karşı hoşnutluk hisleriyle doldur; beni ziyade lütuflarınla, sürpriz hediyelerinle sevindir ve nimetlerine, ihsanlarına karşı şükür duygularıyla vicdanımı coştur. Rabbim!.. Senden sadece cömertlik ve âlicenaplık gördüm; fazl ü kereminden gayri bir şey hatırlamıyorum. Daha önce bol bol lütuf buyurduğun nimetlerini bundan sonra da devam ettir ve beni Sana kurbet kesbederek yakınlığına mazhar olmuş salih kullarının halkasına dahil et.
Ey recâ kapısının biricik sahibi.. ey bütün ümit ve beklentilerin yegâne mercii! Kusurlarla âlûde olan ve gaflet denilen illetten bir türlü kurtulamayan bu zavallı kulun, yine Sana el açıyor… Evet, ben talep ettiğim bu lütuflara ve payelere ehil değilim; fakat, saygı duyulup cezasından sakınmaya lâyık olan da, günahkârların günahlarını bağışlama, şanına yaraşan da yalnız Sensin. Ne olur, beni katında makbul olan, tertemiz ve salih amellere muvaffak eyle; dönüp varacağım ve mesken tutacağım yeri güzel kılarak bendeni orada da ihsanlarınla mesrur et.
Efendimiz Hazreti Muhammed’e, aile efradına ve bütün ashab-ı güzînine salât u selam ederek bunları Senden dileniyorum; dualarımı kabul buyur Rabbim!..
En karanlık anlarda ve en tenha yerlerde dahi hep kullarının yanında bulunan gariblerin enîsi ve çaresizlerin çaresi Mevlâ-yı Müteâl’e kâinatın zerreleri adedince hamdediyor; Peygamber Efendimiz’e, Ehl-i beytine ve ashabına, hepsinin hasenâtı sayısınca salât ü selam gönderiyor ve bir defa daha reca hisleriyle ellerimi kaldırıyorum:
Allahım, Sen her şeyi yaratan yegâne Hâlıksın, benim sahibim ve yaratıcım da Sensin. Bütün mahlukatını rahmetinin tecellileriyle payidar eylediğin gibi bana da merhamet buyur. Ey engin rahmet sahibi ve yegâne merhametli Rabbim!.. Sen her şeyi ihata eden ilminle benim hata ve günahlarımı bilirsin; ne ki, aynı zaman da Sen rahmeti bütün varlığı kuşatan Rahman ü Rahîmsin. Bağışla günahlarımı, affet hatalarımı, kabul buyur tevbemi ve yakarışlarımı…
Ey kullarını istiğfara sevk eden, sonra da onların tevbeleri kabul buyuran Tevvâb u Rahîm. İşte âsi kulun, günahlarımın ağırlığından iki büklüm haldeyim. Onca kaçkınlıktan sonra bir kere daha Sana döndüm ve bağışlanma diliyorum. Sen perişanlığımı biliyorsun, halimi her an görüyorsun, sürekli yanımda hâzır bulunuyorsun. Ey her günahı yarlığayan Gafûr.. ey hilm ile muamele eden Halîm.. çok şefkatli Raûf.. kendisinden yardım talep edilebilecek yegâne zat Sensin ve ancak Sana tevekkül edilir. Ne olur, göz açıp kapayıncaya kadar, hatta ondan daha az bir süre için de olsa beni nefsime bırakma.
Ey kendisine yönelip dua edenlerin sesini mutlaka işiten, çağrılarına cevap veren.. ey dergahına sığınıp bir nidâda bulunanlara mutlaka icabet eden Rabbim!.. Şimdiye kadar kim bilir kaç kere dua ettim, Sen hemen niyazlarıma icabette bulundun. Bir fısıltıyla ya da iç seslenişle sana yöneldiğim anlarda dahi beni karşılıksız bırakmadın, lutfunla mukabele ettin. Şimdi bir kere daha Senden dileniyorum: Bendeni ünsünle rızıklandır; gönlüme mehafetini duyur.. ve benim için, dostuna şefkatle davranan, onu hep iyiliklere boğan ve asla yalnız koymayan bir komşu ol.
Ellerimi indirirken, arz u semayı yüzü suyu hürmetine yarattığın Kainatın İftihar Tablosu Hazreti Ahmed ü Mahmud u Muhammed Mustafa’ya, âline ve ashabına bir kere daha salât ü selam ediyor, iki salât ü selam arasına sıkıştırılmış niyazların reddolunmayacağı ümidiyle dualarımın kabulunü bekliyorum, Rabbim!
Nihayetsiz rahmet ve şefkatin sahibi, âlemlerin Rabbi Allah’a, O’nun kainatın simasında cilvelenip duran merhamet tecellileri adedince hamd ü sena; kainata rahmet ve şefkat peygamberi olarak özel bir donanımla gönderdiği Peygamber Efendimiz’e, hane-i saadetinin seçkin fertlerine ve mümtaz yol arkadaşlarına da sonsuz salât ü selam olsun!
Ey güç ve kuvvetin yegane sahibi olan Yüce Allahımız! Sen Kavî’sin, biz ise Sen’in zayıf, aciz ve muhtaç kapıkullarınız. Zayıf ve acizleri Sen’den başka kim koruyup kollayabilir ve ihtiyaçlarını is’af edebilir! Ne olur, salih kullarını sevindirdiğin gibi bizi de sürpriz lütuflarınla sevindir ve üzerimizdeki nimetlerini tamamla!
Ey her şeye gücü yeten Rabbimiz! Bize ve yeryüzünün değişik yerlerindeki bütün inananlara, özellikle de gadre, zulme ve haksızlığa uğratılmış mazlumlara dünyada ve ukbada tasa ve elem sebebi olan kötülüklerin hepsini berteraf et!
Servetine ve şefkatine hudut olmayan Ganiy-yi Mutlak Yüce Mevlâmız! Şayet Sen bizi sevip de muhabbetini gönüllerimize atmasaydın, biz Sen’i asla sevemezdik. –İnşaallah, yüce Zâtını ve hikmetli icrâatını sevilmesi gerektiği ölçüde sevebiliyoruzdur.- Sen’den işte o, kalblerimize vaz’ettiğin ilk sevgi hürmetine mukaddes muhabbetini ve muazzez sevgini şiarımız haline getirmeni ve bir daha da o sevginin gönüllerimizden kayıp gitmesine izin vermemeni diliyoruz. Duamıza icabet buyur, merhametini sinelerimize duyur; servetinin ve şefkatinin tatlı tecellîleriyle de gönüllerimizi doyur!.
Allahım! Dünyada iman ve marifetle, ötede Cennet ve Cemalullah’la tüllenen âlemlerin sırlı anahtarı, kapısı, o kapı ötesindeki bütün mazhariyetlerin ışıktan vesilesi, hidayet rehberimiz, Efendimiz’e, ehl-i beytine ve bütün ashabına salât ü selam ediyor ve dualarımıza icabet etmeni diliyoruz. Lütfen ve keremen bizi dergahının kapısından eli boş, haybet ve hüsran içinde geri çevirme! Amin!..
Âlemlerin Rabbi Allah’a sonsuz hamd ü senâ, O’nun en büyük elçisi olan Hazreti Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm)’a, diğer enbiya ve mürselîn efendilerimize, Hakk’ın mükerrem ibâdı olan melâike-i kirama, yer ve gök ehlinden salih kullara da Cenab-ı Allâmü’l-Guyûb’un ilmi ve malûmatı adedince salât ü selam olsun.
Ey kudreti sonsuz, merhameti nihayetsiz, bütün âlemlerin yegane sahibi Yüceler Yücesi Rabbimiz! Sen’in Dinine, Kitabına, Peygamberine ve masum kullarına düşmanlık besleyen cahil, kaba, insanlık ve medeniyet mahrumu, zalim bir takım insanlar, iyilikte, hayr u hasenâtta kullansınlar diye emaneten kendilerine verdiğin gücü ve saltanatı, inanan insanların hukukuna tecavüz edip onlara karşı bir baskı unsuru olarak kullanıyor ve göz göre göre zorbalık, derebeyliği yapıyorlar. ‘Lâ havle velâ kuvvete illâ billah’ hazinelerinin tek sahibi Sen’sin; mutlak güç ve otorite yalnız Sen’indir; biz de izafi, gölge mahiyetindeki güç ve kuvvetimizden arınıp Sen’in asla karşı konulamayacak güç ve kuvvetine iltica ediyoruz. Ne olur, Yüce Mevlâmız, adavet hisleriyle oturup kalkan, inanmış insanların aleyhinde sürekli komplo üstüne komplo kuran o kimselerin düşmanlık hislerini kalblerinden söküp at ve bütün duyma, görme ve idrak kabiliyetlerini topyekün insanlığın hayrına olabilecek istikamete tevcîh buyur. Biz, onların yapmak istedikleri kötülükleri, vermek istedikleri zararları, hile ve hud’alarını, tuzaklarını, komplolarını ancak Sen’in yardımınla def’edebiliriz. Onun için de, Rabbimiz, o insafsız gaddarlardan gelebilecek her türlü şerden Sen’in sıyanetine dehâlet ediyoruz. Bu haddini bilmez, insafsız tipler şayet salâh yolunu seçmezler, fitne ve fesatlarına devam ederlerse, Sen onların ellerini kollarını bağla.. ayaklarına prangalar vur.. kalemlerini yazamaz, dillerini de konuşamaz hale getir.. inananların aleyhinde kullandıkları ne kadar yol-yöntem, imkan ve malzeme varsa, hepsini ellerinden çekip al.. menfûr emellerine ulaşmalarına fırsat verme ve bizi o tiran bozması zalimlerle karşı karşıya bırakma.. nusretinle, hıfz u inayetinle bu âciz ve çaresiz kullarını te’yîd buyur!
Duamızın evvelinde salât ü selamla kaldırdığımız ellerimizi, bir kere daha Efendimiz Hazreti Ahmed ü Mahmûd u Muhammed Mustafa’yı, O’nun tertemiz, dupduru, pırıl pırıl aile fertlerini, yıldızlar kadar yükseklerde dolaşan ashabını hayırla anarak indiriyor ve bizi ellerimiz boş, haybet ve hüsran içinde geri çevirmemeni diliyoruz Rabbimiz!
Dua edenlere cevap veren, ızdırapları dindirip ihtiyaçları gideren, devrilenleri kaldırıp doğrultan, çatlayıp kırılanları sarıp-sarmalayan Rahmân ü Rahîm’e kâinatın zerratı adedince hamd ü sena ediyor; insanlığın şeref kaynağı, nübüvvet hakikatinin merkez noktası, Peygamberler ordusunun seraskeri, ins ü cinnin yanıltmayan rehberi Rasûl-ü Ekrem Efendimiz’e salat ü selamda bulunuyor ve bir kere daha Rahmet Peygamberi’ni şefaatçi yaparak Rahmeti Sonsuz’a el açıyorum:
Ey her zaman güzellikler izhar edip çirkinlikleri örten ve en çirkin görünen şeyleri dahi izâfî güzelliklerle bezeyen Güzeller Güzeli! Basar ve basiretimin önündeki günah ve isyan perdelerini kaldır; doğruları görmeme ve eşyanın hakikatını bilmeme mani olan bütün engelleri defet.. şu dünya hayatında, gönlümü güzellik duygularıyla mamur kıl; bana her zaman güzel kalmanın yollarını göster.. ve beni yeniden diriltileceğim mahşer gününde rezil rüsvâ eyleme!
Allahım! Sen beni önce taştan–topraktan yarattın, sonra da iman ve mârifet bahşederek kalbde ve ruhta yeniden dirilttin. Ben, bir zamanlar yoktum; var olma ihtiyaç ve neş’esinden de habersizdim. Sen beni cebr-i lütfîler tezgahından geçirerek, talep üstü, vücud, hayat, şuur, idrak, irade ve gönül gibi latîfelerle şereflendirip, rahmet yurdunun koridoru şu mihnet diyarına gönderdin. Verdiğin şeyleri istememiştim, isteyemezdim, isteyecek bir mahiyette de değildim. Ancak şimdilerde, bu lütuflarını anlamaya çalışıyor; anladıkça nimetlerinin artarak devam etmesine ihtiyaç duyuyor ve ıztırar çığlıklarıyla inliyorum: Ey iyilik ve ikram tahtının Sultanı Rabb-i Kerim! Mebdede benden bir istek ve talep olmadan lütf u ihsanınla bağışladığın sayısız nimetlerini, Rahmâniyetinin ve Rahîmiyetinin tecellileriyle bundan sonra da devam ettir…
Ey kesintisiz ikramlarıyla doyduğum, hep af ve mağfiretine nâil olduğum Rabbim! Ümidim odur ki, gayrı Seni hep ihsanlarınla yad edeyim ve bana her zaman rahmetinle muamele ettiğini göreyim. Allahım, hakkındaki hüsn-ü zannımda beni yanıltma, reca duygumu boş bir kuruntu olarak bırakıp kulunu hüsrana uğratma; rahmetinin güzelliğine ve merhametinin enginliğine yaraşır şekilde icâbet eyle dualarıma.Â
İnsanlığın İftihar Tablosu’na, hane-i saadetin güzîde efradına ve bütün Ashab-ı Kiram’a salât u selam ederek bunları Senden dileniyorum; dualarımı kabul buyur Rabbim!..
Bizleri varlığa erdiren ve iman sayesinde gönüllerimize yeni bir diriliş lutfeden Güzeller Güzeli Rabbimize O’nun ilmi adedince hamd ü senâ ediyor; varlığın özü ve nüvesi, yaradılış ağacının meyvesi ve tevhid hakikatinin en gür sesi Efendimiz’e sonsuz salât ü selâm gönderiyor ve bir kere daha Yüce Yaratıcı’nın huzurunda ellerimizi açıyoruz:
Ey her varlığa ihsan deryasından nimetler yağdıran ve ikramı her ikram sahibinden sonsuz derece üstün olan.. ey herkesi ve her şeyi merhametle kuşatan ve kerem ü lutfundan günahkarları dahi mahrum bırakmayan Rabbim! Benim istediklerimi de ver, cömertlik ve merhametinle beni de sevindir; ikram ve rahmet yağmurların neticesinde benim emelimi de gerçekleştir. Şu âciz bendeni eli boş, ümidi kırık, zavallı ve perişan bırakma. Sadece korktuğum tehlikelerden değil, hiç sezemediğim, tahmin bile edemediğim ve dolayısıyla da endişe duymadığım musibetlerden de beni emin eyle.
Evet, itiraf ediyorum Rabbim; Sen bana hep güzellikleri emir buyurdun ama ben pek çok defa isyan ettim.. Sen bana kötülükleri yasakladın ve onlardan kaçınmam hususunda beni uyardın, heyhat ki ben masiyetten uzak durma mevzuunda da istikamet üzere olamadım; bazen hayır yolunda koştum, fakat, kimi zaman da isyan deryasında debelenip durdum.
İşte şimdi, perçemim ellerindedir, huzurunda boynum kıldan incedir, bütün sırlarım nezd-i ilahinde bir bir bilinmektedir; ne ki, ümidim sadece Sendedir. Şayet beni azapla cezalandırırsan, Sana kim itiraz edebilir, zira bu kul Senindir; fakat, eğer bendeni bağışlarsan, bu Sana daha çok yakışır, çünkü mağfiret etmek Senin şe’nindir.
Hâlim Sana ayan, söylediklerim bildiklerinin bir kısmını beyan. Beklentim ise maddî-manevî dertlerime derman. Duama icabet buyur ey Rahîm ü Rahmân! İcabet buyur ve beni beşerî kirlerden, cismanî lekelerden, ötede utandıracak hallerden temizle.. iç ve dış duyu organlarımı, bütün melekelerimi ve latifelerimi Zat’ının nurlarıyla münevver eyle.
Efendimiz Hazreti Muhammed’e, aile fertlerine ve Ashab-ı güzînine salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur Rabbimiz!..
Kainatın yaratıcısı ve yaşatıcısı Yüce Allah’a sonsuz hamd ü sena ve şükür; bütün resullerin seyyidi, enbiyanın imamı, asfiyanın serveri, mahlukatın ekmeli ve mürşidlerin sultanı Hazreti Muhammed Mustafa’ya, âline ve ashabına da nihayetsiz salât ü selam ediyor, şu kutlu zaman diliminde yeryüzünün en bereketli ve en mukaddes beldelerini ziyaret için fevc fevc akın eden yüzbinlerce misafirinin dualarına icabette bulunduğu gibi Rabbimizin biz nâçâr kullarının niyazlarını da kabul buyuracağı ümidiyle ellerimizi bir kere daha kaldırıyoruz:
Ey her zaman kullarına rahmet ve merhametiyle muamele eden Yüce Allahımız! Sen’den bu düşkün kullarına da merhamet edip bizi de iman-ı kâmil ve marifet-i tâmme ile donatmanı dileniyoruz. Sinelerimizde, Sen’in azamet ve ululuğunun hakkı olan hürmete kaynak teşkil edebilecek mehâbet, mehâfet ve vuslata karşı şevk ü iştiyak hislerini uyaracak yegane Zat Sen’sin! Ne olur, bu lütuflarından bizi mahrum bırakma! Bizleri razı ve hoşnut olacağın amellere muvaffak kıl.. taklide takılmayarak kendi iman binasını kendi cehd ü gayretiyle ikame eden, bu imanın tabiî bir neticesi olarak da yaptıklarını hep arızasız ve kusursuz olarak yerine getiren ve haklarında yerde-gökte ‘vüdd’/sevgi vaz’ettiğin kullarından eyle.. sadakatı, ihlası, Hak huzurunda hep hürmet içinde iki büklüm olup mütevazi davranmayı yani hudû ve huşûu da fıtratlarımızın bir yanı haline getir!
Ya Rab! Sen hak kelâmında ifade buyuruyorsun ki: “(Kullarım!) Bana dua edin, ben de o dualarınıza cevap vereyim!” İşte kapıkulların olarak huzurundayız ve Sana teveccüh ediyor, hakkımızda vereceğin hükmünü bekliyoruz. Ne olur, bahtına düştük, dualarımızı kabul etmemek suretiyle bizi haybete dûçar kalan zavallılardan eyleme; eyleme ve Yüce Kitab’ında vaadde bulunduğun gibi dualarımıza icabet eyle!..
Bizim de Efendimiz, bütün ebrar ve ahyârın da Efendisi olan Hazreti Ahmed ü Mahmud u Muhammed Mustafa’ya, peygamber hanesinin seçkin fertlerine ve ashâb-ı güzîne salât ü selam ederek bunları Sen’den dileniyoruz. Dualarımızı kabul buyur Rabbimiz!..
Kainatın yaratıcısı ve yaşatıcısı Yüce Allah’a sonsuz hamd ü sena ve şükür; bütün resullerin seyyidi, enbiyanın imamı, asfiyanın serveri, mahlukatın ekmeli ve mürşidlerin sultanı Hazreti Muhammed Mustafa’ya, âline ve ashabına da nihayetsiz salât ü selam ediyor, şu kutlu zaman diliminde yeryüzünün en bereketli ve en mukaddes beldelerini ziyaret için fevc fevc akın eden yüzbinlerce misafirinin dualarına icabette bulunduğu gibi Rabbimizin biz nâçâr kullarının niyazlarını da kabul buyuracağı ümidiyle ellerimizi bir kere daha kaldırıyoruz:
Ey her zaman kullarına rahmet ve merhametiyle muamele eden Yüce Allahımız! Sen’den bu düşkün kullarına da merhamet edip bizi de iman-ı kâmil ve marifet-i tâmme ile donatmanı dileniyoruz. Sinelerimizde, Sen’in azamet ve ululuğunun hakkı olan hürmete kaynak teşkil edebilecek mehâbet, mehâfet ve vuslata karşı şevk ü iştiyak hislerini uyaracak yegane Zat Sen’sin! Ne olur, bu lütuflarından bizi mahrum bırakma! Bizleri razı ve hoşnut olacağın amellere muvaffak kıl.. taklide takılmayarak kendi iman binasını kendi cehd ü gayretiyle ikame eden, bu imanın tabiî bir neticesi olarak da yaptıklarını hep arızasız ve kusursuz olarak yerine getiren ve haklarında yerde-gökte ‘vüdd’/sevgi vaz’ettiğin kullarından eyle.. sadakatı, ihlası, Hak huzurunda hep hürmet içinde iki büklüm olup mütevazi davranmayı yani hudû ve huşûu da fıtratlarımızın bir yanı haline getir!
Ya Rab! Sen hak kelâmında ifade buyuruyorsun ki: “(Kullarım!) Bana dua edin, ben de o dualarınıza cevap vereyim!” İşte kapıkulların olarak huzurundayız ve Sana teveccüh ediyor, hakkımızda vereceğin hükmünü bekliyoruz. Ne olur, bahtına düştük, dualarımızı kabul etmemek suretiyle bizi haybete dûçar kalan zavallılardan eyleme; eyleme ve Yüce Kitab’ında vaadde bulunduğun gibi dualarımıza icabet eyle!..
Bizim de Efendimiz, bütün ebrar ve ahyârın da Efendisi olan Hazreti Ahmed ü Mahmud u Muhammed Mustafa’ya, peygamber hanesinin seçkin fertlerine ve ashâb-ı güzîne salât ü selam ederek bunları Sen’den dileniyoruz. Dualarımızı kabul buyur Rabbimiz!..
Bizleri varlığa erdiren ve var olmadaki sonsuz zevki gönüllerimize duyuran
Rabbimize, O’nun ilmi adedince hamd ü senâ; varlığın özü ve nüvesi, yaradılış
ağacının meyvesi ve tevhid hakikatinin en gür sesi Efendimiz’e sonsuz salât ü
selâm ediyor ve bir kere daha Yüce Yaratıcı’nın huzurunda ellerimizi
açıyoruz:
Allahım, beşeriyete ait uzaklıkları aşarak kurbet ufkuna ulaşan (Mukarrebîn)
kullarının gönülleri Senin izzet, azamet ve ululuğunun tecellileriyle dolunca,
onlar iman esaslarını ve bilhassa, imanın kutb-u a’zamını, aksine ihtimal
vermeyecek şekilde bildiler, kabullendiler, duyup hissettiler ve varıp irfan
ufkuna taht kurdular.. sonra da, artık sadece Senin münezzeh sevgine mazhar
işlere yönelip hoşnut olacağın amellere koştular. Rabbim, benim kalbimi ve
kadını erkeğiyle bütün kardeşlerimin gönüllerini de izzet ve celâl nurlarınla
doldur. Hem öyle doldur ki; dünyanın bütün meseleleri gözümüzde küçülüversin;
dünyevî süs ve zinetler nezdimizde hiçbir kıymet ifade etmesin.
Ey şefkati gazabının önünde bulunan ve merhameti her şeyi kuşatan Allahım, ey
Raûf, ey Rahîm.. benim niyazıma ve benimle beraber Sana teveccüh eden
kardeşlerimin yakarışlarına Zâtına has lütf u kereminin enginliğiyle mukabelede
bulun; bize merhamet buyur, lütuflarını üzerimize bol bol yağdır ve bizi
maddî-manevî nimetlerinden mahrum etme. Allahım, lütf u kereminden dileniyorum;
beni her işimde en çabuk ve kolay başarıya, sarsılmaz bir irfan ufkuna,
maddî-manevî sağlık ve afiyete, hakiki muhabbete ve Sana kavuşma iştiyakına nâil
eyle.
Allahım!.. Kullarına karşı cömertliğin gönlümde reca hissini yeşertiyor, Sana
teveccüh arzumu tetikliyor ve dergahına koşmam için bana şevk veriyor; hata ve
günahlarım ise, hemencecik merhametine sığınmama mani oluyor ve bağışlanma
ümidimi kırıyor. Karamsarlığımı gider ve Beni dergahına cezbet; ta ki, beşerî
sıfâtlardan sıyrılayım, kendimi ötelerden kabarıp gelen dalgaların gel-gitlerine
salayım; endişesiz, korkusuz, telâşsız ve derin bir teslimiyetle, bazen de şevk
u tarâb içinde marifet deryasında Sana müteveccihen yüzüp-durayım; gayri
mâsivâya dönüp de bakmayayım.
Ey rahmetin en latif cilvelerini gösteren, kullarına sayısız nimetler veren,
gönülden tevbe eden herkesi bağışlayan ve hadd ü hesaba gelmez ihsanlarla
sevindiren Allahım; ey Hannân, ey Mennân, ey Gaffâr ve ey Mun’im.. Aslında,
günahlarım bile beni Senin lütufları bol kapına yönlendiriyor; hatalarım dahi
beni Senin ululuğuna sığınmaya sevkediyor. Çünkü; günahlarla kirlenmiş kimseleri
hemen cezalandırmayan ve onlara manevî kirlerinden arınma fırsatları veren
sadece Sensin. Ey kendisinden dilekte bulunulanların en hayırlısı, merhametliler
merhametlisi Rabbim; gönlümü Esmâ-i İlahiye ve Sıfât-ı Sübhaniye’nin nurlarıyla
öyle aydınlat ki, bu sayede uluhiyetin ve rububiyetin hakkında “yakîn”e mazhar
olayım.
Efendimiz Hazreti Muhammed’e, aile fertlerine ve bütün ashabına salât u
selam ederek bunları Senden dileniyorum, Rabbim…
Şefkati ve merhameti sonsuz âlemlerin Rabbi Allah’a, O’nun kainatın bağrında cilvelenip duran rahmet tecellileri adedince hamd ü sena; kainata rahmet ve şefkat peygamberi olarak irsal buyurduğu Peygamber Efendimiz’e, aile efradına ve sahabe-i güzinine de nihayetsiz salat ü selam olsun!
Allahım, biz günahkar kullarız, hatalarımız her yanımızı kuşattı ve bizi çepeçevre sardı. Fakat, biz mücrim olsak da, Sen Halîm ü Rahîmsin; rahmetinin enginliğine çağıran Sen, günahkârların affına ferman çıkaran da Sensin. Kendimizi idare etmekten, nefislerimize söz geçirmekten âciz kaldık; âcizlere, fakirlere, muhtaçlara ve ihtiyaçları zaruret çizgisinde bulunanlara iltifatın türünden bizleri de teveccühlerinle sevindir. Hususiyle, şu muhtaç ve zavallı kulun ben, Abdülkadir Geylanî Efendimiz’in (kuddise sırruhu) dediği gibi diyorum; benim için bütün sebepler sukut etti; bütün kapılar yüzüme kapandı. Sen kimsesizler kimsesi ve darda kalanların yegâne melceisin. Günahlarım dağlar azametinde olsa da, Senden başka sığınak bilmiyorum; her şeyi kuşatan merhametine itimad ediyorum. Sen Berr ü Rahîmsin; sürekli iyilik edip ihsanda bulunursun, kullarına rahmetinle muamele edersin.
Dergahında dilenciyim Rabbim, kapının tutsağıyım. Kulların arasında her şeyini yitirmiş, iflas etmiş bir garibim; ama senin ihsanlarının talibiyim. Ey hilm, rahmet ve cömertlik tahtının sultanı Rabbim, ey Halîm, ey Rahîm, Ey Kerîm; halime acı ve bana rahmaniyetinle muamele et. Dünyada ve ahirette beni rüsvay eyleme. Sen bana sonsuz nimetler verdin ama ben onların şükrünü eda edemedim. Beni derde maruz bıraktın, imtihanlarına karşı sabırlı olamadım. Buna rağmen beni hizlana uğratmadın; sürekli hatalar içinde bocaladığımı gördüğün halde beni rezilliğe düçar kılmadın. Halimi ıslah et Allahım; kalbimi nurlandır. Beni her amelinde ihlası gözeten, Seni seven ve Senin tarafından sevilen, Senden gelen her şeyi hoşnutlukla karşılayan ve rızana mazhar olan kullarından eyle.
Ellerimi indirirken, arz u semayı yüzü suyu hürmetine yarattığın Kainatın İftihar Tablosu Hazreti Ahmed ü Mahmud u Muhammed Mustafa’ya, âline ve ashabına bir kere daha salât ü selam ediyor, iki salât ü selam arasına sıkıştırılmış niyazların reddolunmayacağı ümidiyle dualarımın kabulunü bekliyorum, Rabbim!
Vücûdu bütün varlığın dayanağı, kudreti her şeyin güç kaynağı, iradesi eşya ve hadiselerin üzerinde akıp gittiği biricik yörünge, marifeti de canlarımızın canı olan Rabbimiz’e hamd ü senâ, O’nun Yaver-i Ekremi Efendiler Efendisi’ne, ruhanîler kadar saf ve duru ailesine, yıldızlar misali seçkin ashabına salât ü selam ediyor, her zaman dönüp dolaşıp geldiğimiz yegâne kapının önünde bir kez daha diz çöküp yalvarıyoruz:
Ey sürçüp düşenleri bağışlayarak tökezleyenlere yeniden doğrulma fırsatları veren yüce Rabbimiz! Sadece Sen’den yardım diliyor ve yalnızca Sen’den medet bekliyoruz; bize yardım et ve “imdat” çağrımıza icabet buyur. Uyku gibi beşeri ihtiyaçlardan münezzeh bulunan Zât’ına has riayetinle bizi koru. Hepimizi en doğru yol olan Din-i Mübin üzere yaşamaya ve her hayırlı işimizde en isabetli şekilde davranmaya muvavvaf eyle.
Ey kendisine el açılıp istekte bulunulanların en cömerdi ve ey isteyenleri boş çevirmeyenlerin en hayırlısı! Nasıl bilinmeyi murad buyuruyorsan Seni öyle bileceğimiz bir marifet ufku nasip et bize, zâtî ve subûtî sıfatların itibarıyla Seni “bî kem u keyf” bilme hazzını duyur vicdanlarımıza. Her şeyi doğru görüp doğru değerlendirmemiz için, nezd-i ilahinden sıfatlarının ve isimlerinin nurlarını yağdır gönülllerimize. Senin azamet, celâl ve ceberûtun ile şu aciz kullarının acz, fakr, ihtiyaç ve küçüklüklerini müşterek mülâhazaya almaktan bir an bile dûr olmayacak, hep saygı ve tâzimle atacak bir kalb ver bize; keşf ü ilhamın âhizesi, ilâhî varidâtın da mahzeni ve nâkilesi olacak bir lâtîfe-i rabbâniye bahşet. Her ân-ı seyyale Senin enfüsî ve âfâkî ayetlerine bakıp onları mütalaa eden bir ruh ihsan et.
Ey herkesi ve her şeyi şefkat ve merhametiyle kuşatan Rabbimiz!.. Sen yegâne sığınamızsın, Rahmâniyetine yaraşır bir muamele bekliyoruz Sen’den, merhamet et bize. Hakkındaki hüsn-ü zanlarımızda ve beklentilerimizde bize hayal kırıklıkları yaşatma; dünyaya ve ahirete ait ihtiyaçlarımızı gider. Marifetinle, muhabbetinle ve Sana kavuşma iştiyakıyla gönüllerimize inşirah sal; bizi vicdan genişliğine ulaştır, maiyyetinle şereflendir ve hep yanımızda bulunduğunun şuuruna erdir.
Mahlukatın en şereflisi ve mevcudatın Efendisi Hazreti Muhammed’e, hürmete ziyadesiyle layık aile halkına ve ashab-ı güzînine bir kere daha salât ü selam ederek, niyazımızı Kabe-i Muazzama’da yapılmış münacatlardan saymanı diliyoruz.. dualarımızı kabul buyur Rabbimiz!..
Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’a kâinâtın zerreleri adedince hamd ü senâ, kulları içinden seçip zirve pâyelerle şereflendirdiği en doğru sözlü ve en güvenilir elçisi Hazreti Muhammed’e, tertemiz, pırıl pırıl hâne halkına, mükerrem ashâbına ve kıyamete kadar gelip geçecek insanlar içerisinde iyilik ve ihsan yolunda onlara ittiba edenlere sonsuz salât ü selam olsun!
Ey âcizlerin güç kaynağı, kimsesizlerin yegâne sığınağı Rabbimiz! Bize ihsan buyurduğun imkan, istidat ve kabiliyetleri, maddî-manevî nimetleri Din-i Mübîn’i hayatımıza hayat kılma ve onu herkese duyurma istikametinde kullanabilmemiz için yardımcımız ol. Nezd-i Uluhiyetinden mahz-ı fazl olarak bize inayet buyur ve şu aciz kullarını ölüm ötesinin sıkıntılarından kurtararak ahiret saadetine kavuştur. Âdât-ı sübhaniyenin ıttıradı üstünde ekstra bir lütufla biz biçare kullarına da Cemâl-i Bâkemâlini müşahede ufkunu tuttur.
Ey ihsanı hem dünyayı hem de ahireti doldurup donatan Rabbimiz, gönüllerimizi Zat’ına karşı aşk u iştiyakla, saygı ve haşyet hisleriyle doldur; bizi dur durak bilmeden ihlas peşinde koşan ve kalbi her zaman huşu ile meşbu olan kullarından eyle.
Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen cezalandırmayan, haddini bilmezlere manevî kirlerinden arınma fırsatları veren Merhametliler Merhametlisi! Rahmâniyetine has bir teveccüh ve nazarla bizim dua ve yakarışlarımıza da icabet buyur. Şüphesiz hepimiz boynu tasmalı, ayağı prangalı ve elleri kelepçeli kullarınız, Senin dergahının köleleriyiz. Senden sıdk, emanet ve ismet gibi mü’min sıfatlarını hayatımız boyunca bize yâr etmeni istiyoruz. İnsî ve cinnî bütün şeytanların şerlerinden, fitlerinden, dürtülerinden ve sürekli kötülüğü dayatan, hep çirkinliklere çağıran nefsin desiselerinden, vesveselerinden, tuzaklarından hepimizi korumanı dileniyoruz.
Rab olarak Senden razı olanların ve Senin kendisinden razı olduğun kullarının en mükemmeli, Nebiy-yi zîşan Efendimiz’e, kadr u kıymetleri pek yüce aile fertlerine ve Ashâb-ı kiramına niyazımızın sonunda bir kere daha salât ü selam ediyoruz; dualarımızı kabul buyur Rabbimiz!..
Bizi insan olarak yaratan, yarattıktan sonra hadd ü hesaba gelmeyecek kadar lütuflarla donatan, bütün bunların ötesinde iman ve İslam nimetiyle payeler üstü payelere ulaştıran âlemlerin rabbi Yüce Allah’a, O’nun ilmi adedince hamd ve şükür, habîb-i kibriyası, rasûl-ü müctebası Hazreti Muhammed Mustafa’ya, âline ve ashabına zerrât-ı kâinat adedince salât ü selam ediyor; mazlumların, mağdurların gözyaşlarının ve kanlarının seylaplara dönüştüğü, en mukaddes değerlere karşı akla-hayale gelmedik saygısızlıkların yapıldığı, içi kin ve nefretle dolu zâlimlerin küstahlaştıkça daha bir küstahlaştığı şu talî’siz günlerde Kudreti Sonsuz Rabbimizin inananlara nezdinden fereç ve mahreç göndereceği, bir türlü yola gelmeyen tiranlara da en yakın zamanda hadlerini bildireceği niyazıyla bir kere daha ellerimizi semaya kaldırıyoruz:
Ey merhameti her şeyi kuşatan Rabbimiz! Bizi Cehennem’in türlü türlü yangınlarından ve kabrin çeşit çeşit azaplarından muhafaza buyur; özü ve sözüyle sadâkate kilitlenmiş Ebrâr kullarınla ve kurbetine mazhar kıldığın Mukarrebîn’le beraber bizi de Cennet’e dâhil eyle; Nebiyy-i Ekrem’in rü’yetiyle gönüllerimizi nura ve sürura kavuştur; ulvî hakikatleri, oldukları gibi görüp idrak edebilememiz için gözlerimizdeki perdeleri kaldır.
Ey talihsizlerin sığınağı, ey âcizlerin güç kaynağı! Zâtına has korumanla şu hıfzına muhtaç kullarını muhafaza et; riâyet-i hâssâ’nla bizi gözet! Şüphesiz Sen, kendisinden istekte bulunulacak yegâne Zât, her konuda yardımı ümit edilecek ve dergahına koşulacak biricik mercî’sin. Senden diliyor ve istirham ediyoruz; dünya ve ahiretin imtihanları karşısında imdadımıza yetiş. Şu rahmetine bel bağlayan kullarına merhametinle muamele edeceğin konusunda, Sen’in hakkında beslediğimiz hüsn-ü zanlarımızda bizi yanıltma; zira Sen gerçek ilahımız ve (şeksiz şüphesiz, ayânlardan ayan) tek sığınağımızsın.
Duamızın nihayetinde bir defa daha Efendiler Efendisi’ne, O’nun vefalı ev halkına, sâdık yol arkadaşlarına salât ü selam ediyor ve bu muzdar kullarının dualarını kabul buyurmanı dileniyoruz. Dualarımızı kabul buyur, Rabbimiz!
Damlaya deryâların vüs’atini bahşeden, zerreye güneş olma istidâdını veren âlemlerin Rabbi Allah’a hamd ü sena; varlığın çehresindeki perdeyi kaldıran, eşyanın ruhunda meknî bulunan sırları gün yüzüne çıkaran, yerle gök arasındaki kopukluğu giderip bir kere daha arzı semâlara bağlayan Allah Rasûlü’ne, âline, ashabına salât ü selam ediyor ve kapısının tozu-toprağı gözlerimize sürme Sultanlar Sultanı’nın huzurunda bir kez daha iki büklüm olup yakarıyoruz:
Ey celâl ve ikram sahibi Yüce Rabbimiz! Bize ve bütün Müslümanlara karşı fitne ateşi tutuşturanların, tutuşturup maddî-manevî müktesebâtımızı kül etmeye çalışanların ateşlerini söndür. Hayatını Din’e hizmete vakfetmiş masum insanlara karşı kinle, nefretle, hasetle, adavetle diş bileyen amansız zalimlerin yapmak istedikleri şerlere karşı Sen’in inayetine sığınıyoruz. Ehl-i iman hakkında kötülük düşünen insî-cinnî ne kadar zalim varsa, Sen bizi onların şerlerinden ve tuzaklarından koru.. tahrip temsilcilerinin oyunlarını boz ve emellerini gerçekleştirmelerine fırsat verme.. Seni tanımaz, Peygamber bilmez, Din’e, diyanete saygı duymaz nâdanların hilelerini başlarına dola, göz boyamalarını ve saptırmalarını boşa çıkar; onların entrikalarına karşı sağlamlardan daha sağlam himayene bizi de al.
İhsan ve keremi bol Rabbimiz! Ayrıca, Sen’den haşyetle ürperen bir gönül, zikrinle hayatdâr bir dil, azametinin celalini idrak edebilecek bir akıl istiyor ve dileniyoruz. Bizi isimlerinin ve sıfatlarının nurlarıyla nurlandır; Sana kurbet kesbederek indinde ikrama mazhar olmuş kullarını zâhir-bâtın bütün latifeleriyle bambaşka bir dirilişe erdirdiğin gibi bizi de ihya et; fazl u kereminin hazinelerinden, bize sürekli kaynayıp duran coşkun bir marifet ihsan buyur.. ve bizi Habîb-i Edîb’inle (sallallahu aleyhi ve sellem) beraber eyle.
Efendimiz Hazreti Muhammed’e, aile fertlerine ve bütün ashabına salât ü selam ederek bunları Sen’den dileniyoruz, Rabbimiz…
Evvel-âhir bütün hamd ü senâlar, şükürler Âlemlerin Rabbi Cenâb-ı Allah’a, nihayetsiz salât ü selam da kâinatın medar-ı iftiharı (aleyhi efdalüssalevât ve ekmelüttahiyyât) Efendimiz’in, ehl-i beytinin ve ashâb-ı güzîninin üzerine olsun!
Ya Rabbe’l-âlemîn ve ya Ekrame’l-ekramîn ve ya Erhamer’r-râhimîn! Affına sığınarak bir kez daha huzurunda içimizi dökmek, el açıp muradımızı dillendirmek istiyoruz:
Allahım! Yüce nezdinden göndereceğin bürhanlarla bizi te’yîd buyur.. hakkı-hakîkati, selim ve sâlim aklı ve apaçık beyanı her zaman yol arkadaşlarımız eyle.. ulu katındaki ulvî sırların perdesini bizim için de aralayıver.. ne olur, gözlerimizin nuru muhlis ve muhlas kullarına gösterdiğin güzellikleri bize de göster.. rahmet hazinelerini bizim için de aç, aç ve bizi bırakma başkalarına muhtaç!
Ey bütün mülkün sahibi olan ve keremine hudut olmayan rahmeti engin Rabbimiz! Yüce Zâtına yakınlıkla serfiraz kıldığın kulların için nezdinde tuttuğun lütuflarla biz aciz ve muhtaç kullarını da sevindir ve bizi mahrum ve ümitsizliğe yenilmiş bîçarelerden eyleme! Ya Rab, mevhibe sağanaklarınla bizi de sırılsıklam hale getir.. ulûhiyetinin ve rubûbiyetinin sırlarını bize de aç ve yüce katından göndereceğin inayet, sıyanet ve kilâetle bizi de te’yîd buyur…
Ya Rabbenâ! Münacâtımızın âhirinde peygamberler silsilesinin biricik kumandanı Hazreti Ahmed ü Mahmud u Muhammed Mustafa’ya, nezîh aile fertlerine, tertemiz, pırıl pırıl ashâb-ı güzînine bir kere daha salât ü selam ediyor, dualarımızı salih kullarının duaları gibi kabul etmeni diliyoruz! Ne olur, ümitlerimizde bizi haybet ve hüsrana uğratma! Amin!
Rahmetini hatıra getirdikçe reca duygularımızın daha da köpürdüğü âlemlerin Rabbi Yüce Allah’a sonsuz hamd ve şükür; Rabb-i Rahîmimizi bize tanıtan varlığın biricik vesilesi Efendimiz Hazreti Muhammed’e, âline, ashabına nihayetsiz salât ü selâm ediyor ve merhamet dilenmek üzere bir kere daha merhameti sonsuz olanın ulu dergahına iltica ediyoruz:
Yüceler Yücesi Rabbimiz! Cismaniyetin ve hayvaniyetin zulümatlı dehlizlerinde şaşkın ve âvare dolaşan bu âciz kullarının ve bütün ümmet-i Muhammed’in gönüllerini lutfedip marifetinin ziyasıyla ışıklandır.. irfan güneşin kalblerimizin ve akıllarımızın üzerine doğsun; doğsun ki, onun nuruyla yümn ü eman içinde Sana ulaşabilelim…
Ey bize her şeyden daha yakın olan Sultanlar Sultanı Rabbimiz! Ne olur, bir kısım evham perdeleri yüzünden kalb gözlerimizin hakkı-hakikati-göremez hale gelmesine müsaade etme.. bize, yakınlığının hakkını vermeyi müyesser kıl ve bizi Sen’den uzaklığın insanı yakıp kül eden azabıyla cezalandırma..
Ya Rahîm ü ya Rahman, ya Hannân ü ya Mennân! Ayaklarımızı her zaman istikamet üzere sabit eyle ve bizi selam ve esenlik yurdu olan Cennetinle şereflendir!..
Bizim de Efendimiz, bütün ebrar ve ahyârın da Efendisi olan Hazreti Ahmed ü Mahmud u Muhammed Mustafa’ya, Peygamber hanesinin seçkin fertlerine ve ashâb-ı güzîne salât ü selam ederek bunları Sen’den dileniyoruz. Dualarımızı kabul buyur Rabbimiz!..
{Flash=|width=512|height=617}
Her şeyden evvel, varlığıyla varlığımızı ışıklandıran, gözlerimize nurlar serpip, bizleri nefsanî karanlıklardan kurtaran Rahmeti Sonsuz Rabbimize hamd ü senâlar ediyor, varlık ağacının çekirdeği, kainat kitabının ille-i gâiyesi, Hakk’a davetin en gür sesi Efendimiz’i, âlini ve ashabını salât ü selamlarla bir kez daha anarak ellerimizi açıp yalvarıyoruz:
Yüce Rabbimiz! Gönüllerimizi sıdk, emanet, ihlas ve yakîn hisleriyle buluştur ve bizi kalbleri rikkatle çarpan huşû ve hudû sahibi, murâkabe, heybet ve marifet-i tâmme ehli insanlardan eyle! Destekleyenimiz, yardım edenimiz ve koruyup kollayanımız Sen ol! Ne olur, biz âciz ve muhtaç kullarını hüsrana uğramış zavallılar gibi eyleme, onların düştükleri acıklı durumlara maruz bırakma.. kalblerimizin üzerinden is, sis ve pas perdelerini kaldır; kaldır ki hakkı hak olarak görüp bilebilelim.
Yüceler Yücesi Allahımız! Sen’den bize nezdindeki nurlardan bir nur göndermeni ve onunla zâhir-bâtın bütün hislerimizi nurlandırmanı, gönüllerimizi ağyar ve masiva karanlıklarından arındırmanı ve yürüyeceğimiz yolları, insanlığa en mümtaz rehber olarak seçip vazifelendirdiğin habibin Muhammed Mustafa’nın nuruyla ışıklandırmanı diliyoruz.
Efendimiz Hazreti Muhammed’e, aile efradına ve bütün ashab-ı güzînine salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur Rabbimiz!..
Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’a kainatın zerreleri adedince hamd ü sena, kulları içinden seçip zirve payelerle şereflendirdiği en doğru sözlü ve en güvenilir elçisi Hazreti Muhammed’e, tertemiz, pırıl pırıl hane halkına, mükerrem ashabına ve kıyamete kadar gelip geçecek insanlar içerisinde ihsan şuuruyla onlara ittiba edenlere de sonsuz salât ü selam olsun!
Allah’ım! Kalblerimizi muhabbet, mehafet, Sana ve yüce katındaki güzelliklere karşı şevk u iştiyak hisleriyle doldur.. bizi Habîbin Hazreti Muhammed Mustafa (sallalahü aleyhi vesellem) ve Ulu Zatına yakınlıkla payelendirdiğin kurbet kahramanlarının maiyyetiyle şereflendir.. fazlından ve rahmetinden dileniyoruz; takva ile serfiraz, seçkin ve hayırlı kullarınla beraber, Firdevs cennetlerini, bizim de menzilimiz, makarrımız ve ikâmetgâhımız eyle!
Kullarını bağışlamayı, onların günahlarını setretmeyi, onları hep rahmet ve iyiliklerle sevindirmeyi Zatına layık bir şekilde çok seven Yüceler Yücesi Rabbimiz! Lutf-u kereminle, bizim gözyaşlarımıza da merhamet buyurup, dualarımıza icabet etmeni, sürçmelerimizi, tökezlemelerimizi ve göre göre, bile bile kapaklanmalarımızı mağfiret buyurmanı, kusurlarımızı yarlığamanı, hatalarımızı görmezden gelmeni diliyoruz.
Rabbimiz! İzzet ve hikmet sahibi, Azîz ü Hakîm Sensin! Şayet azap edecek olursan biz Senin kullarınız; bir de lutfeder merhametinle muamelede bulunursan, doğrusu o da Sen’in şanına pek yaraşır.
Efendimiz Hazreti Muhammed’e, aile fertlerine ve bütün ashabına salât u selam ederek dualarımızı, niyazlarımızı kabul buyurmanı Senden dileniyoruz, Rabbimiz!
Büyük Allah’tır, her türlü hamd ü senâ O Yüceler Yücesi’nin hakkıdır ve sabah-akşam tesbîh ile anılmaya layık yalnız O’dur.
Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’a sonsuz hamd ve şükür, İnsanlığın Şeref Tablosu Efendimiz (aleyhisselam)’a, âline ve ashabına da nihayetsiz salât ü selam olsun.
Allahım! Bizi sevip hoşnut olduğun güzellikleri işlemeye ve gerçekleştirmeye muvaffak kıl.. marifet tecellilerini üzerimizden sağanak sağanak yağdır.. bize elbiseselerin en güzeli olan takva elbisesini giydir ve bizi nezd-i ulûhiyetinden göndereceğin bol ve daimî feyizlerle has kullarından eyle, ey bütün nurlar Kendi nurunun gölgesi olan Nurların Nuru ve sinelerde saklı duranlara kadar açık-gizli her şeyi bilen Alîm Rabbimiz!
Allahım! İçimizi ve dışımızı nifak, şikak, fısk u fücur gibi hastalıkların zulümâtından arındır.. kalblerimizi ve ruhlarımızı marifet nurlarınla ışıklandır.. bizi en sevdiğin işlerde kullan.. hem bizim, hem de kadın-erkek bütün kardeşlerimizin hallerini en güzel hale tebdil eyle ve bizi yolların en doğrusuna, nimetlerin de en güzeline eriştir!
Biricik önderimiz, mihmandarımız, kılavuzumuz, dünya ve ahiret saadetimizin vesilesi Efendimiz’i, âlini ve ashabını duamızın sonunda bir kere daha salât ü selamlarla yâd etmek istiyoruz, Rabbimiz. Ne olur, bahtına düştük, güzel isimlerin, yüce sıfatların, Peygamberimiz ve Kur’an hakkı için dualarımızı kabul buyur; yolda bulunmanın hakkını veremiyor olsak da yolunun bu muhtaç yolcularını yollarda bırakma, kapından eli boş geri çevirme, haybet ve hüsrana maruz bırakma! Amin!..
Büyük Allah’tır, her türlü hamd ü senâ O Yüceler Yücesi’nin hakkıdır ve sabah-akşam tesbîh ile anılmaya layık yalnız O’dur.
Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’a sonsuz hamd ve şükür, Kainatın Medar-ı Fahri Efendimiz (aleyhisselam)’a, âline ve ashabına da nihayetsiz salât ü selam olsun.
Allahım! Rahmet, şefkat ve merhametine sığınarak bir kere daha huzurunda el açıyor, korku ve endişe içinde olan fakirlerin, yoksulların, ihtiyaçları ızdırar derecesine ulaşmış muhtaçların lisanıyla yalvarıyoruz: Bize dünyada tastamam bir afiyet ve ötelerde de Cennetini ve Rıdvanını ihsan eyle.. ne nefsimizin ne de kullarından herhangi birisinin acımasızlığıyla bizi göz açıp kapayıncaya kadar olsun başbaşa bırakma; hele bize karşı haddini aşanlara, adavet besleyenlere, komplo kuranlara bizi hiç muhtaç etme.. o türlü şerîr kimselerin tuzaklarından ve kötülüklerinden bizi koru!
Allahım! Dünyada ve ahirette her türlü korku ve endişeden bizi emin eyle; eyle ki, sadece Senden korkalım ve Sana sığınalım. Bizi yakınlığınla taltif buyur.. salih kullarını koruyup gözettiğin gibi, bizi de gözetip kolla ve fâcirlerin hıyanetlerine, şerîr kimselerin kötülüklerine karşı her zaman yardımcımız ve koruyanımız Sen ol!
Dünya ve ahiret saadetimizin biricik vesilesi Efendimiz’i, âlini ve ashabını duamızın sonunda bir kere daha salât ü selamlarla yâd ediyoruz, Rabbimiz. Ne olur, güzel isimlerin, ulvî sıfatların, Peygamberimiz ve Kur’an hürmeti için dualarımızı kabul buyur; yolunun bu aciz yolcularını dergahından eli boş geri çevirme, haybet ve hüsrana maruz bırakma! Amin!..
Büyük Allah’tır, her türlü hamd ü senâ O Yüceler Yücesi’nin hakkıdır ve sabah-akşam tesbîh ile anılmaya layık yalnız O’dur.
Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’a sonsuz hamd ve şükür, Kainatın Medar-ı Fahri Efendimiz (aleyhisselam)’a, âline ve ashabına da nihayetsiz salât ü selam olsun.
Allah’ım, zatında yüce olan dinini bugün de dünyanın her bir köşesinde bir kere daha yücelt; hakkı-hakikati bütün gönüllere duyur.. bizim ve bütün kullarının sinelerini imana, İslam’a, ihsan duygusuna, Kur’an’a ve Hakk’a hizmete aç ve bizi ihlasın özüne ermiş, hep takva hatta onun da ötesinde vera’ duygusuyla hareket eden, zühdü bir hayat tarzı olarak benimsemiş, yüce nezdinde kurbete mazhar olmuş, Sen’i sevmiş, icraat-ı sübhaniyenin hepsinden razı ve hoşnut olmuş ve Sen’in sevdiğin, hoşnut olduğun kullarından eyle!.
Ey Merhameti Sonsuz Yüce Rabbimiz! Yeryüzünde sulhtan, barıştan, sevgiden, hoşgörüden, insanlıktan ve inandığı gibi yaşamadan başka bir arzusu olmayan kapının bu bendelerine kötülük ve düşmanlık yapmaktan bıkıp usanmayan ve menfur emellerini gerçekleştirmek için plan üstüne plan, entrika üstüne entrika, komplo üstüne komplo kurup duran hak ve hakikat düşmanlarından, zalimlerden çekmediğimiz kalmadı. Biz de nâçâr bir kez daha kapına geldik, dergahına iltica ettik; rahmet, şefkat ve merhametini dileniyoruz.
Yegane güç ve kuvvet sahibi, Sultanlar Sultanı Rabbimiz! Canlarımız gırtlağımıza dayandığı için huzurunda zaman zaman isimlerini, mekanlarını hususi ya da umumi tasrih ettiklerimiz başta olmak üzere bize düşmanlık besleyen ne kadar insafsız gaddar ve zalim varsa hepsini Sana havale ediyoruz.
Allah’ım! Sen de biliyorsun ki bizim derdimiz onların perişaniyeti değildir; biz kimseye karşı düşmanlık beslemiyor ve hiç kimse hakkında kahriye okumayı tasvip etmiyoruz; sadece, kötülük düşüncesiyle yatıp kalkan kimselerin şerlerinden emin olmayı diliyoruz. Vereceğin hükme karşı her zaman boynumuz kıldan ince; şayet Sen onların hidayetlerini murad buyuruyorsan en kısa zamanda onları hidayete erdir; yok muradın bu değilse Rabbim, o hak-hukuk tanımaz, insanlıktan nasipsiz, tiran bozması azgın ve taşkınların ağızlarına gem vur.. ellerini, ayaklarını bağla.. o azgınlar güruhuna karşı gücünün ve kuvvetinin büyüklüğünü göster.. kalemleriyle düşmanlık yapanların kalemlerini, dilleriyle hakkımızı ihlal edenlerin dillerini.. kaba kuvvetle iş yapmaya çalışanların maddi güçlerini daha kullanılamaz hale getir ve hepsinin ama hepsinin kuvvetlerini, aşırılıklarını, dalaletlerini, güçlerini, birliklerini, şer ve zulüm istikametinde kullandıkları malzemelerini, ittihat ve ittifaklarını paramparça et; zîr ü zeber eyle!.
Yüce Rabbimiz! Hayatlarını Sen’in masum kullarına adavet etmeye bağlamış din ve diyanet düşmanlarını bütün teşebbüslerinde hezimete uğrat.. onları sarsıntı üstüne sarsıntıya maruz bırak.. birlik ve düzenlerini boz.. cemiyetlerini paramparça hale getir.. hepsini bölük-pörçük et.. birbirlerine düşür.. kirli emellerine ulaşmalarına müsaade etme ve o insanlık mahrumu zavallılara karşı her zaman biz kullarını nusretinle te’yîd buyur! Amin!..
Biricik önderimiz, mihmandarımız, kılavuzumuz, dünya ve ahiret saadetimizin vesilesi Efendimiz’i, âlini ve ashabını duamızın sonunda bir kere daha salât ü selamlarla yâd etmek istiyoruz, Rabbimiz. Ne olur, bahtına düştük, güzel isimlerin, yüce sıfatların, Peygamberimiz ve Kur’an hakkı için dualarımızı kabul buyur; yolda bulunmanın hakkını veremiyor olsak da yolunun bu muhtaç yolcularını yollarda bırakma, kapından eli boş geri çevirme, haybet ve hüsrana maruz bırakma! Amin!..
Âlemlerin Rabbi Yüce Allah’a sonsuz hamd ü sena, kulları içinden seçip zirve payelerle şereflendirdiği en doğru sözlü ve en güvenilir elçisi Hazreti Muhammed’e, tertemiz, pırıl pırıl hane halkına, mükerrem ashabına ve kıyamete kadar gelip geçecek insanlar içerisinde ihsan şuuruyla onlara ittiba edenlere de sonsuz salât ü selam olsun!
Allah’ım! Huzurunda boyun büküyor ve Sen’den afv ü afiyet istiyoruz. Bizi hoşnutluğun, teveccühün, ilâhî nefhaların, dostluğun, yakınlığın, yüce şanına yaraşır şekildeki muhabbetin, maiyyetin, hıfz u sıyanetin, koruyup kollaman, yardımınla zaferler nasip etmen, düşmanların acımasızlığına bırakmaman, himaye etmen, gözetmen ve raiyyetinden has kullarına yaptığın muameleyle muamele etmen, hastalıklarımıza şifa vermen, dertlerimize devalar lutfetmen, içine düştüğümüz sıkıntılardan kurtarman ve yürüdüğümüz yolda başarılı kılman, maddî-manevî her türlü esaretten zincirlerimizi çözmen, başarı, muvaffakiyet ve düşmanlık besleyen hainlere karşı zaferler nasip etmen, onların şerrinden, tuzaklarından, komplolarından, fesat düşüncelerinden, fitne ve nifaklarından korumanla mesrur et!
Yüce Rabbimiz! Bizleri âlim, ârif, halîm, çok çok tevbede bulunup dergahına teveccüh eden, âh u enînlerle kapının tokmağına sürekli dokunan, mütevazi, huzurunda hep elpençe haşyet içinde duran, Kur’an ahlakıyla ahlaklanan, vakur, ciddi, mehabetli, muhlis (ihlası kazanmış), muhlas (ihlasa erdirilmiş), Sen’in bütün icraat-ı sübhaniyenden razı olmuş ve Sen’in rızana ermiş, Sen’i her şeyden daha çok seven ve nezdinde müstesna sevgine mazhar olmuş ve daima kalbi niyazla atan, dudakları münacaatlarla kıpırdayan salih kullarından eyle!
Ey Merhametlilerin En Merhametlisi Celâl ve İkram Sahibi olan Mevlâmız! Yüce Zatı için uyku gibi ârizî şeyler asla sözkonusu olamayacak ve himayesine aldıklarına kat’iyen dokunulamayacak Azametli Sultanımız! Ne olur, bizleri hep hıfz u inayetinle koruyup kolla! Ey gizli ve sürpriz lütufları pek bol olan Allahımız! Bizi endişe ettiğimiz tehlikelerden de, nereden geleceği belli olmayan her türlü bela ve musibetlerden de muhafaza buyur!
Efendimiz Hazreti Muhammed’e, aile fertlerine ve bütün ashabına salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz, Rabbimiz!
Günahlarla kirlenmiş kimseleri hemen cezalandırmayan, haddini bilmezlere manevî kirlerinden arınma fırsatları veren Merhametliler Merhametlisi Rabbimiz’e sonsuz hamd ü sena, yaratılışın gayesi, varlığın özü, peygamberlik hakîkatının zübdesi Peygamber Efendimiz’e, O’nun seçkin ve kıymetler üstü aile efradına, yine O’nunla asırların en hayırlısını paylaşan arkadaşlarına salât ü selam ediyor ve bir kere daha kemerbeste-i ubudiyet içerisinde ellerimizi kaldırıyoruz:
Allah’ım! Şayet rahmetinle sarıp sarmalamasaydın biz çoktan helak olurduk ve bize re’fet ve şefkatinle muamele etmeseydin muhakkak hüsrana uğrardık. Allah’ım! Kapıkulların olan bizler şayet Sana –eksik-gedik de olsa– kullukta bulunabiliyorsak bu tamamen Sen’in iznin, inayetin ve lütfunla olmaktadır. İsyanlarımıza gelince onlar da yine Sen’in takdirindir ve Sen onların hepsini bilir, görür, duyar ve nezdinde muhafaza edersin.
Ya Rab! Sen de biliyorsun ki, -başta bu âciz benden olmak üzere- irtikap ettiğimiz bir kısım günahları, cür’etimizden yahut Ulu Zâtının ve yüce dininin hukukunu hafife aldığımızdan dolayı işlemedik. Ne çare ki şeytan ayaklarımızı kaydırdı, şeytanın içimizdeki santrali gibi çalışan nefs-i emmare de hep kötülük pompalayıp durdu.
Ya Rab! Sen affetmeyi seven bir kerem Sahibisin, bir Keremkânîsin. İşte kapına geldik ve günahlarımızdan tevbe ediyor, “tevbeler tevbesi” diyoruz. Dualarımızı kabul buyur ve içine düştüğümüz günah ve hatalardan dolayı bizi azaba maruz bırakma.
Efendiler Efendisi’ne, Onun nezih aile fertlerine, yıldızlar kadar parlak ve seçkin arkadaşlarına salât ü selam ederek bunları Senden dileniyoruz, Rabbimiz! Amin!
Bütün âlemleri yaratan ve ayakta tutan Rabbimiz’e, zerrât-ı kâinat adedince hamd ve şükür, Peygamberler Serveri Efendimiz’e, diğer enbiya-i izâma, melâike-i kirama, ehl-i beyte ve Hakk’ın bütün sadık kullarına da deryalardaki su damlaları, çöllerdeki kum taneleri adedince salât ü selam olsun.
Üzerimizdeki lütuflarını saymakla tüketemeyeceğimiz, ihsanı, keremi bol, rahmeti, şefkati ve merhameti sonsuz Rabbimiz! Bize dünya adına verdiğin bütün nimetleri din-i mübin-i İslam’a hizmet etme istikametinde kullanmayı nasip eyle! Bizi, kardeşlerimizi, hepimizi bütün mevcûdâtı kuşatan ve her şeye şâmil olan engin rahmetinden mahrum etme!
Allahım! Kapıkulların olarak biz, sadece Sana güveniyor ve ümid edip beklediklerimizi de yalnız Sen’den bekliyoruz; her halimizi ıslah buyur ve bizi göz açıp kapayıncaya kadar, hatta ondan da az bir süre için bile olsa kendimizle, nefsimizle başbaşa bırakma!
Ey kullarına her zaman hilmle muamele edip, onların günahlarını görmezden gelen ve yeniden dönüp sırat-ı müstakimi bulmaları için fırsat üstüne fırsat veren yüce Mevlâmız! Bizler çok hatalar irtikap ettik, çok günahlar işledik. Şimdi “Tevbeler tevbesi!” diyor, yüce huzurunda boyun büküyor, huşû ile iki büklüm oluyoruz. Şayet bizi cezalandıracak olursan adaletinle muamele etmiş olursun; yok eğer onca günahlarımıza, kusurlarımıza ve isyanlarımıza rağmen o hududu olmayan rahmet ve merhametinle muamelede bulunur ve affedersen, o da Sen’in fazlın olur; Sen’in fazlın bizim hayal sınırlarımızı bile aşacak kadar büyüktür.
Ey rahmeti gazabının önünde bulunan, kullarının tevbelerini kabul buyuran ve dua dua yalvaranların nidalarına icabet eden Yüce Rabbimiz! Amellerimizdeki eksikliklere ve sözlerimizdeki kırık-döküklüğe değil, hakkındaki hüsn-ü zannımıza ve rahmetine bağladığımız recâmıza göre muamele et ve bizim dualarımıza da icabet buyur; bizi haybet ve hüsrana uğratma!
Efendiler Efendisi’ne, O’nun nezih ehl-i beytine, seçkinlerden seçkin ashâbına salât ü selam ederek bunları Senden dileniyoruz, Rabbimiz!
Nihayetsiz rahmet ve şefkatin sahibi, âlemlerin Rabbi Allah’a, O’nun kainatın simasında cilvelenip duran merhamet tecellileri adedince hamd ü sena; kainata rahmet ve şefkat peygamberi olarak özel bir donanımla gönderdiği Peygamber Efendimiz’e, hane-i saadetinin seçkin fertlerine ve mümtaz yol arkadaşlarına da sonsuz salât ü selam olsun!
Ey güç ve kuvvetin yegane sahibi olan Yüce Allahımız! Sen Kavî’sin, biz ise Sen’in zayıf, aciz ve muhtaç kapıkullarınız. Zayıf ve acizleri Sen’den başka kim koruyup kollayabilir ve ihtiyaçlarını is’af edebilir! Ne olur, salih kullarını sevindirdiğin gibi bizi de sürpriz lütuflarınla sevindir ve üzerimizdeki nimetlerini tamamla!
Ey her şeye gücü yeten Rabbimiz! Bize ve yeryüzünün değişik yerlerindeki bütün inananlara, özellikle de gadre, zulme ve haksızlığa uğratılmış mazlumlara dünyada ve ukbada tasa ve elem sebebi olan kötülüklerin hepsini berteraf et!
Servetine ve şefkatine hudut olmayan Ganiy-yi Mutlak Yüce Mevlâmız! Şayet Sen bizi sevip de muhabbetini gönüllerimize atmasaydın, biz Sen’i asla sevemezdik. –İnşaallah, yüce Zâtını ve hikmetli icrâatını sevilmesi gerektiği ölçüde sevebiliyoruzdur.- Sen’den işte o, kalblerimize vaz’ettiğin ilk sevgi hürmetine mukaddes muhabbetini ve muazzez sevgini şiarımız haline getirmeni ve bir daha da o sevginin gönüllerimizden kayıp gitmesine izin vermemeni diliyoruz. Duamıza icabet buyur, merhametini sinelerimize duyur; servetinin ve şefkatinin tatlı tecellîleriyle de gönüllerimizi doyur!.
Allahım! Dünyada iman ve marifetle, ötede Cennet ve Cemalullah’la tüllenen âlemlerin sırlı anahtarı, kapısı, o kapı ötesindeki bütün mazhariyetlerin ışıktan vesilesi, hidayet rehberimiz, Efendimiz’e, ehl-i beytine ve bütün ashabına salât ü selam ediyor ve dualarımıza icabet etmeni diliyoruz. Lütfen ve keremen bizi dergahının kapısından eli boş, haybet ve hüsran içinde geri çevirme! Amin!..
Âlemlerin Rabbi Allah’a sonsuz hamd ü senâ, O’nun en büyük elçisi olan
Hazreti Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm)’a, diğer enbiya ve mürselîn
efendilerimize, Hakk’ın mükerrem ibâdı olan melâike-i kirama, yer ve gök
ehlinden salih kullara da Cenab-ı Allâmü’l-Guyûb’un ilmi ve malûmatı
adedince salât ü selam olsun.
Ey kudreti sonsuz, merhameti nihayetsiz,
bütün âlemlerin yegane sahibi Yüceler Yücesi Rabbimiz! Sen’in Dinine, Kitabına,
Peygamberine ve masum kullarına düşmanlık besleyen cahil, kaba, insanlık ve
medeniyet mahrumu, zalim bir takım insanlar, iyilikte, hayr u hasenâtta
kullansınlar diye emaneten kendilerine verdiğin gücü ve saltanatı, inanan
insanların hukukuna tecavüz edip onlara karşı bir baskı unsuru olarak kullanıyor
ve göz göre göre zorbalık, derebeyliği yapıyorlar. ‘Lâ havle velâ kuvvete illâ
billah’ hazinelerinin tek sahibi Sen’sin; mutlak güç ve otorite yalnız
Sen’indir; biz de izafi, gölge mahiyetindeki güç ve kuvvetimizden arınıp Sen’in
asla karşı konulamayacak güç ve kuvvetine iltica ediyoruz. Ne olur, Yüce
Mevlâmız, adavet hisleriyle oturup kalkan, inanmış insanların aleyhinde sürekli
komplo üstüne komplo kuran o kimselerin düşmanlık hislerini kalblerinden söküp
at ve bütün duyma, görme ve idrak kabiliyetlerini topyekün insanlığın hayrına
olabilecek istikamete tevcîh buyur. Biz, onların yapmak istedikleri kötülükleri,
vermek istedikleri zararları, hile ve hud’alarını, tuzaklarını, komplolarını
ancak Sen’in yardımınla def’edebiliriz. Onun için de, Rabbimiz, o insafsız
gaddarlardan gelebilecek her türlü şerden Sen’in sıyanetine dehâlet ediyoruz. Bu
haddini bilmez, insafsız tipler şayet salâh yolunu seçmezler, fitne ve
fesatlarına devam ederlerse, Sen onların ellerini kollarını bağla.. ayaklarına
prangalar vur.. kalemlerini yazamaz, dillerini de konuşamaz hale getir..
inananların aleyhinde kullandıkları ne kadar yol-yöntem, imkan ve malzeme varsa,
hepsini ellerinden çekip al.. menfûr emellerine ulaşmalarına fırsat verme ve
bizi o tiran bozması zalimlerle karşı karşıya bırakma.. nusretinle, hıfz u
inayetinle bu âciz ve çaresiz kullarını te’yîd buyur!
Duamızın evvelinde
salât ü selamla kaldırdığımız ellerimizi, bir kere daha Efendimiz Hazreti Ahmed
ü Mahmûd u Muhammed Mustafa’yı, O’nun tertemiz, dupduru, pırıl pırıl aile
fertlerini, yıldızlar kadar yükseklerde dolaşan ashabını hayırla anarak
indiriyor ve bizi ellerimiz boş, haybet ve hüsran içinde geri çevirmemeni
diliyoruz Rabbimiz!
Varlığı canlarımızın cânı, nûru gözlerimizin ziyası Yüce Rabbimiz’e, üzerimizdeki lütufları adedince hamd ve şükür, gönüllerimize aşk u heyecan salan, gözlerimize ışıklar çalan, bizleri ebedler ülkesine hazırlayan Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa’ya da hasenâtı sayısınca salât ü selam ediyor, küfrün ve küfranın başını alıp yürüdüğü, her yanda zalimlerin hay-huyunun duyulduğu, ar damarı çatlamış, utanma hissini yitirmiş din, diyanet ve insanlık düşmanlarının ellerini, kollarını sallayarak sokaklarda dolaştığı şu ifritten dönemde, aczimizi vesile yapıp bir kere daha ‘Lâ havle vela kuvvete illâ billâhi’l-azîm’ hazinesinin sahibi Rabbimiz’in sonsuz merhametine iltica ediyoruz:
Ey celâl ve ikram sahibi Yüce Rabbimiz! İhsan ve keremine sığınarak bize dünyada da, ukbâda da afv u afiyet vermeni diliyoruz. Hiçbir şeyi gerçekleştirmek Sen’in için zor değildir; ne olur, başka gidecek kapıları olmayan zayıf ve âciz kullarının bu taleplerini kabul buyur!
Rabbimiz! Allah tanımaz, Peygamber bilmez, Din’e, diyanete saygı duymaz nâdanların yapıp ettikleri kötülükler ve zulümler tahammül edilmez bir hal aldı. Senin bu masum kulların hakkında kötülük düşünüp onlara zarar vermek isteyenlerin emellerini gerçekleştirmelerine müsaade etme.. tuzak kuranların tuzaklarını başlarına çevir.. komplo peşinde olanları maksatlarının aksiyle tokatla.. haklarımıza tecavüz eden ya da etmeyi düşünen ne kadar haddini bilmez varsa, onların hepsini Sana havale ediyoruz; haklarından gel!
Mallarını ve canlarını Rabbilerinin yoluna adayan muhabbet fedailerini hiçbir zaman yalnız bırakmayan Kudreti Sonsuz Rabbimiz! Hayatını Din’e hizmete vakfetmiş masum insanlara karşı kinle, nefretle, hasetle, adavetle diş bileyen amansız zalimlerin yapmak istedikleri şerlere karşı Sen’in inayetine sğınıyoruz. Ehl-i iman hakkında kötülük düşünen ne kadar şerîr insan varsa, Sen bizi onların şerlerinden ve tuzaklarından koru.. zararları bize ulaşabilecek tahrip temsilcilerinin oyunlarını boz ve emellerini gerçekleştirmelerine fırsat verme.. sağlamlardan daha sağlam himayene bizi de al ve bütün şerîrlerin şerlerinden, komplo kuranların komplolarından sıyanet buyur.. kâfirlerin, fâcirlerin ve zâlimlerin entrikalarını başlarına geçir ve bütün inananları ebedlere kadar devam edecek ve başka hiçbir korumaya muhtaç bırakmayacak olan hıfzınla muhafaza et!
Rabbimiz! Münacaatımızın nihayetinde Efendimiz Hazreti Muhammed’e, kardeşleri olan enbiya ve mürselîne, Sen’in mukarreb kulların olan meleklere, insanlardan ve rûhânîlerden salih kullara salât ve selam ederek dileklerimizi gerçekleştirmeni istirham ediyoruz. Bize re’fetinle, rahmetinle, merhametinle, şefkatinle muamele eyle ve bizi haybet ve hüsrana dûçar bırakmak suretiyle imtihan etme!.