Dava adamı öyle müstağni olmalıdır ki, herhangi bir hizmetinden ötürü alacağı bir tebessümü, bir teveccühü bile rüşvet kabul etmeli ve beklentinin her çeşidinden uzak durmalıdır.
***
Canlı kalabilmek için canlandırma peşinde olmak şarttır.
***
İnsan için en büyük mahrumiyet duaya ihtiyaç hissetmemesidir, duasına icabetin gecikmesi değil.
***
Vazifeden el çeker, geride durur ve irtidat tavrı sergilerseniz, Cenab-ı Allah sizi götürür, o hizmeti bir başkasına gördürür.
***
Hastaların -hallerinden şikayet etmeden- inlemeleri tesbih sayılır; sizin tekbir, tahmid, tesbih ve tehlillerle gürlemenizden hasıl olan sevabı hastalar iniltileriyle kazanırlar.
***
Akıbetinden korkan insan emniyette demektir.
***
Dört başı mamur bir mü’min olsa da beklentisi bulunan kimse samimi dava adamı ve hakiki muhlis olamaz.
***
Rüşte yaşla erilseydi, saçı-sakalı ağarmış onca insan hiç tonla günah işler miydi?
***
Dupduru bir su gibi olmalısınız; öyle bir su ki, uzaktan bakanlar içine girseler topuklarının bile ıslanmayacağını sanmalı ama ona daldıklarında dibine ulaşmakta zorlanmalılar.
***
Mefkuremize ve dostlarımıza karşı sevgimizi fevkalâde bir sadakatle ortaya koymalıyız, abartılı övgülerle değil.
***
Gönülden “ahh” edenin her ahına icabet edilmiştir, ilahî dergaha yükselen hiçbir ses cevapsız kalmamıştır; elverir ki o ses gönlün sesi olsun.