Her şeyden evvel, varlığıyla varlığımızı ışıklandıran, gözlerimize nurlar serpip, bizleri nefsanî karanlıklardan kurtaran Rahmeti Sonsuz Rabbimize hamd ü senâlar ediyor, varlık ağacının çekirdeği, kainat kitabının ille-i gâiyesi, Hakk’a davetin en gür sesi Efendimiz’i salât ü selamlarla bir kez daha anarak ellerimizi açıp yalvarıyoruz:
Ey nimetleri, tükenip bitmeden sürekli sağanak sağanak yağan ve ey dilediği zaman Hakk’a, hakîkate cephe alan düşmanları helak eden ulu Rabbimiz! İşte yine kapına geldik; Senin zahir-bâtın (açık-gizli) nimetlerine, eksiksiz ve sapasağlam siyanetine muhtacız. Bize lütufta bulun.. bizi (nimetlerinden) mahrum bırakma; şu kimsesiz kullarını bütün şerli insanların kötülüklerinden ve endişe edip sakındığımız her türlü fenalıktan muhafaza buyur!
Ey Yüceler Yücesi! Şayet bize karşı düşmanlık duygularıyla oturup kalkanların kalblerini yumuşatmak murad ediyorsan, bize ve gönüllüler hareketine karşı onların kalblerini yumuşat ve sinelerini daimî bir sevgiyle doldur!
Ey kalbleri evirip çeviren Sultanlar Sultanı! Bizim kalblerimizi de, onların kalblerini de sevdiğin ve hoşnut olduğun güzelliklere çevir!
Efendimiz Hazreti Muhammed’e, aile efradına ve bütün ashab-ı güzînine salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur Rabbimiz!..