195. Nağme: Sulh Hayırdır, Hayır Sulhtadır!..

195. Nağme: Sulh Hayırdır, Hayır Sulhtadır!..

Kıymetli Arkadaşlar,

Bildiğiniz gibi, “sulh” kelimesi, ıslah etmek, onarmak, anlaşmak, barışmak ve fesadı ortadan kaldırmak mânâlarına geliyor. Herhangi bir anlaşmazlığı gidermek için iki kişi veya iki taraf arasında yapılan sözleşmeye de “sulh” deniyor.

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, dün ve bugün sulh mevzuu üzerinde durdu. “Eğer bir kadın kocasının kötü muamelesinden ve kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, bazı fedakârlıklarda bulunarak sulh olmak için gayret göstermelerinde mahzur yoktur. Sulh hayırdır (elbette daha hayırlıdır.)” mealindeki (Nisâ, 4/128) ayet-i kerimenin her zaman için sulh yolunu gösterdiğini; ayetin belli bir hadise ile alâkalı olmasının, onun manâ ve kapsamının da hususi kalmasını gerektirmeyeceğini; İslam’da sulhun esas ve “Sulh mahza hayırdır” ilkesinin umûmî olduğunu vurguladı.

“Kur’an meseleyi en küçük daire olan aileden başlatarak orada sulhun hayırlı olduğunu söylemiştir. Demek ki, sulh kasaba dairesinde evleviyetle, şehir dairesinde evleviyetle, devlet dairesinde evleviyetle ve cihan dairesinde evleviyetle hayırlıdır. Hangi dairede olursa olsun sulh-u umumîyi temin etmeye çalışmak ve barış içinde beraberce yaşanabileceğini ortaya koymak lazımdır.” diyen Hocaefendi, Alevî Sünnî, Kürt Türk, Laz Çerkez… şeklinde bölünüp parçalanmak istenen insanımız arasında sulh temin etmek için de elden gelen her şeyin yapılması, gerekirse kan kusulması ama “kızılcık şerbeti içmiştim” denilmesi gerektiğini ifade etti.

“Milli onur, milli gurur ayaklar altına alınmama kaydıyla, o mefkureye saygı devam ettiği müddetçe -bence- el de öpülebilir, etek de öpülebilir. Heyet-i İslamiye, heyet-i milliye arasında huzurun temini adına katlanılabilecek her şeye katlanmak lazım. Hayır sulhtadır, sulh her zaman hayırlıdır.” tespitinde bulunan muhterem Hocamız Hudeybiye Anlaşması’nı anlatarak meseleyi misallendirdi. Öncesi, sonrası ve müminlere çok ağır gelen şartlarıyla Hudeybiye’yi özetleyerek, bu tarihi musalahayı siyer felsefesi açısından değerlendirip günümüze bakan yanlarını ve bizim ondan almamız gereken ibretleri dile getirdi.

Fethullah Gülen Hocaefendi sözlerine şöyle devam etti: “Bize ters gelen bazı şeyler olabilir; ‘Keşke şu görüşme olmasa.. şu anlaşma olmasa.. şu uzlaşma olmasa.. biz Türk milleti.. şöyle onurumuz var, böyle gururumuz var; boyun eğmesek.. bazı şeylere evet demesek’ denilebilir. Muhtemel o türlü şeylerle bazı problemler çözülecekse, işte o Hudeybiye Sulhu mülahazasıyla, Hudeybiye Sulhu’ndaki mantık ve muhakemeyle, yapılması gereken şey neyse onu yapmak lazım. Güzergâh emniyetini tehlikeye atmamak lazım. Ülkenin parçalanmasına meydan vermemek lazım. Devletimizin bir devlet-i aliyye olması istikametinde yoluna devam etmesini sağlamak lazım. Devletler muvazenesinde muvazene unsuru olmasını sağlamak lazım. Bu kadar vâridâtı, getirisi olan bir şey karşısında bazen kafamıza uymayan şeylere de katlanabiliriz.”

Değerli dostlar,

Daha dün biri görüntülü ve sesli diğeri de yazılı olmak üzere çok güzel iki sohbeti yayınladığımızı biliyorsunuz. Belki bazıları henüz onlardan istifade etme fırsatı bile bulamamış olabilir. Fakat, ana hatlarıyla işarette bulunduğumuz bugünkü sohbetin çok önemli olduğunu düşünerek hiç vakit kaybetmeden sizinle paylaşmayı uygun bulduk.

18:30 dakikalık bu hasbihali ses ve görüntü dosyaları olarak arz ediyoruz.

Hürmetle…