Her Zaman Temkin

Her Zaman Temkin

Soru: Yağmur duasına çıkılırken, elbiseleri ters çevirme, çocukları ve hayvanları da beraberinde götürme gibi rahmet-i ilahiyeyi celbe vesile olacak argümanlar kullanılıyor. Ülkemizin başındaki belaların savılması için dua edeceğimizde de rahmet-i ilahiyeyi coşturacak vesileler söz konusu mudur? Duada ve ubûdiyette temkinin yeri nedir?



-İnsan, her ne vesile ile olursa olsun, Cenâb-ı Hakk’ın dergahına el açarken hep şu dörtlükte ifade edilen hissiyatı yakalamaya çalışmalıdır: (00.42)


“Eli boş varılmaz varılan yere,
Boş gelmedim yâ Râb, ben suç getirdim!
Dağlar çekemezken o ağır yükü,
İki kat sırtımda, pek güç getirdim…”


-Duada ellerin ters çevrilmesi doğru mudur? Elleri aşağıya çevirerek dua etmenin manası nedir? (01.42)


-Yağmur duasında elbiselerin tersine çevrilmesi, her şeyin alt üst olduğunu ve duaya duranların perişaniyetini ifade etmektedir; ortaya konan acıklı hal ilahî merhamete bir davetiyedir. (03.10)


-Hususiyle toplu dualarda insanların heyecanlarını tetiklemek lazımdır; fakat bu, klişe sözlerle değil, irticalinin samimiyeti içinde ve gönlün dilini kullanıp o güne kadarki ezberleri bozmak suretiyle yapılmalıdır. (03.54)


-Duada önemli olan saf, temiz, duru ve heyecan dolu bir kalble Cenâb-ı Hakk’a arz-ı halde bulunmaktır. (06.06)


-Bazı noktaları tutmuş ve toplum adına ümit âbidesi olmuş insanlardaki bir sarsıntı topyekün merhamet-i ilahiyenin kesilmesine sebebiyet verir. (07.36)


-“Hasenâtü’l-ebrâr seyyiâtü’l-mukarrebîn – Ebrârın öyle iyilikleri vardır ki, onlar mukarrebîn için günah sayılır.” denilmiştir. Bu söz, -füruat açısından- şer’î kıstasların bazı insanlara göre değişiklik gösterebileceğini ifade etmektedir. Evet, bazı kimseler vardır ki, onlar konumları itibarıyla, hususi lütuflara mazhardırlar, daima hıfz u inayet altındadırlar ve onların da bu himayeye karşı vefalı davranmaları beklenir. (10.35)


-İnsanın kurbiyeti arttıkça ve seviyesi yükseldikçe onda temkin duygusu da aynı nispette derinleşmelidir. (12.30)


-Hazreti Musa’nın “Şimdi bizi aramızdaki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı helâk mi edeceksin Allahım?” (A’raf, 7/155) deyişi ve “Bir de öyle bir fitneden sakının ki o içinizden yalnız zulmedenlere dokunmakla kalmaz, hepinize şamil olur. Biliniz ki Allah’ın cezalandırması şiddetlidir.” (Enfâl, 8/25) ayetinin ifade ettiği hakikatler… (13.00)


-Mü’minlerin annesi Hazreti Âişe (radıyallahu anhâ)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle buyurdu: “Bir ordu Kâbe’ye saldırmak üzere yola çıkacak; bir çöle geldiklerinde baştan sona bütün ordu yere batacaktır.” Hazreti Âişe der ki, “Bunun üzerine ben, yâ Rasûlallah, onların arasında ticaret için yola çıkanlar ve kötü niyetli olmayanlar varken niçin hepsi birden yere batacaktır?” diye sordum. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), “Hepsi birden yere batacak ama âhirette yeniden diriltilip niyetlerine göre hesaba çekileceklerdir.” buyurdu. (15.50)


-Hazreti Sâdık u Masdûk (aleyhi ekmelüttehâyâ) buyurdu ki: “Allah zalime mehil üstüne mehil verir; fakat, bir kere de onu derdest etti mi, artık iflah etmez.” (20.24)


-Çeşit çeşit şirkler vardır ve hiçkimse akıbeti hususunda güvende değildir; emniyet küfürdür. Şu kadar var ki, hep temkin içinde ve rıza-yı ilahî peşinde olma ebedî saadete ulaşma yolunda en büyük vesiledir. (22.24)


-Kendisini ve yolunu bulmuş insanlar için en önemli iki esas: Mevcudu bağlama ve mefkudu avlama… (28.16)