Posts Tagged ‘canlı yayın’

HOCAEFENDİ İLE RAMAZAN MUKÂBELESİ (4)

Herkul | | BAMTELI

Kıymetli dostlar,

Bütün bir sene Kur’an’dan uzak kalmış olanlar bile Ramazan’ın nûrefşân ikliminde ciddi bir susamışlık içinde Kelam-ı İlahi’den kevser yudumlamaya koşarlar. Çünkü, bu gufran ayında, yaygın olarak her yerde yapılan bir âdet de mukâbeledir.

Kur’an’ın Allah tarafından indirildiği şekilde korunması, âyet ve sûrelerin tertibinin doğru olarak tesbit edilmesi ve bunun kontrolü için Hazreti Cibrîl (aleyhisselam) her sene Ramazan ayında, bir rivayete göre Ramazan ayının her gecesinde, Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’e gelirdi. Allah Rasûlü (aleyhi ekmelüttehâya) Kur’an âyetlerini Cibrîl Aleyhisselam’a okurdu ve sonra da onun okuyuşunu dinlerdi. İşte, Kainatın İftihar Tablosu ile Cibrîl-i Emin’in Kur’an-ı Kerim’i bu şekilde karşılıklı olarak okumalarına “mukabele” denilmiştir.

Hem o mukaddes hatıraya saygının bir tezahürü olarak hem de Kur’an’ın Ramazan’da nazil olması ve özellikle bu ayda Kur’an okumanın kat kat mükâfatlandırılacağının müjdelenmesi sebebiyle, mü’minler Ramazan boyunca camilerde ve evlerde “mukabele” okumayı ve hatimler yapmayı güzel bir adet haline getirmişlerdir.

Selef-i salihîn efendilerimiz Kur’an’ı her ay bir defa hatmetmeyi ona karşı vefanın alt sınırı kabul etmiş; ayda bir kez onu okumayanın ona karşı vefalı davranmamış ve onu terketmiş sayılacağını belirtmişlerdir.

Bu açıdan, Ramazan’ın mübarek günlerini değerlendirerek ayda en azından bir defa Kur’an’ı hatmetmeye kendimizi alıştırmalıyız ki, bu bizim için bir başlangıç sayılsın ve hiç değilse bundan sonra Kelam-ı ilahîye karşı vefalı olabilelim. Aslında, bilmeyenler her zaman onu öğrenme ve anlama peşinde olmalı, bilenler de bütün idrak ve ihsas güçlerini onu doğru öğretip doğru ifade etmede kullanmalı ve onun okunup anlaşılmasını daha bir yaygınlaştırmalıdırlar. Zira o, anlaşılmak ve anlatılmak için Allah rahmetinin insan akl ü idrakine en büyük armağanıdır. Onu okumayı öğrenip, manasını anlamak hem bir vazife hem de bir kadirşinaslık; anlatmaksa onun nuruna muhtaç gönüllere saygı ve vefanın ifadesidir.

Bu itibarla, Kur’an okumayı bilmiyorsak, Ramazan-ı Şerif’i vesile yaparak, hemen öğrenme yolları aramalı; Kelâm-ı ilahîyi okuyabiliyor ama anlayamıyorsak, bazı ayetlerin şerhlerini de ihtiva eden bir meale başvurmalı ya da daha da güzeli, ciddi bir tefsir kitabı mütalaa etmeli ve bu bir ayı gerçekten bir Kur’an ayı olarak değerlendirmeliyiz. Selef-i salihîn efendilerimize ittibâen, can ü gönülden Kur’an’a yönelmeli, Kelâm-ı ilahîye karşı kalb kapılarını sonuna kadar açmalı ve “Cenâb-ı Hakk’ın marziyâtını kelâmından anlama” hususunda Ramazan’ın kudsiyetine yaraşır bir cehd ortaya koymalıyız.

Bu mülahazalarla, birkaç senedir burada (Pennsylvania’da) muhterem Hocaefendi’nin de iştirak ve rehberliğiyle mukabeleyi sabah ve ikindi namazlarından sonra yaklaşık ikişer saat olmak üzere iki fasıl halinde yapıyoruz. Her fasılda Kur’an-ı Kerim’den on sayfa okuyor, daha sonra ayetlerin mealleri üzerinde duruyor ve gerektiğinde farklı eserlere müracaat ediyoruz.

Hafta sonu bu senenin dördüncü CANLI YAYINı şeklinde paylaştığımız ve Duhân, Câsiye ve -kısmen- Ahkâf sûrelerini okuduğumuz mukabelemizin o bölümünü -seyredemeyenler ya da yeniden izlemek isteyenler için- arz ediyoruz.

HOCAEFENDİ İLE RAMAZAN MUKÂBELESİ (3)

Herkul | | BAMTELI

Bütün bir sene Kur’an’dan uzak kalmış olanlar bile Ramazan’ın nûrefşân ikliminde ciddi bir susamışlık içinde Kelam-ı İlahi’den kevser yudumlamaya koşarlar. Çünkü, bu gufran ayında, yaygın olarak her yerde yapılan bir âdet de mukâbeledir.

Kur’an’ın Allah tarafından indirildiği şekilde korunması, âyet ve sûrelerin tertibinin doğru olarak tesbit edilmesi ve bunun kontrolü için Hazreti Cibrîl (aleyhisselam) her sene Ramazan ayında, bir rivayete göre Ramazan ayının her gecesinde, Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’e gelirdi. Allah Rasûlü (aleyhi ekmelüttehâya) Kur’an âyetlerini Cibrîl Aleyhisselam’a okurdu ve sonra da onun okuyuşunu dinlerdi. İşte, Kainatın İftihar Tablosu ile Cibrîl-i Emin’in Kur’an-ı Kerim’i bu şekilde karşılıklı olarak okumalarına “mukabele” denilmiştir.

Hem o mukaddes hatıraya saygının bir tezahürü olarak hem de Kur’an’ın Ramazan’da nazil olması ve özellikle bu ayda Kur’an okumanın kat kat mükâfatlandırılacağının müjdelenmesi sebebiyle, mü’minler Ramazan boyunca camilerde ve evlerde “mukabele” okumayı ve hatimler yapmayı güzel bir adet haline getirmişlerdir.

Selef-i salihîn efendilerimiz Kur’an’ı her ay bir defa hatmetmeyi ona karşı vefanın alt sınırı kabul etmiş; ayda bir kez onu okumayanın ona karşı vefalı davranmamış ve onu terketmiş sayılacağını belirtmişlerdir.

Bu açıdan, Ramazan’ın mübarek günlerini değerlendirerek ayda en azından bir defa Kur’an’ı hatmetmeye kendimizi alıştırmalıyız ki, bu bizim için bir başlangıç sayılsın ve hiç değilse bundan sonra Kelam-ı ilahîye karşı vefalı olabilelim. Aslında, bilmeyenler her zaman onu öğrenme ve anlama peşinde olmalı, bilenler de bütün idrak ve ihsas güçlerini onu doğru öğretip doğru ifade etmede kullanmalı ve onun okunup anlaşılmasını daha bir yaygınlaştırmalıdırlar. Zira o, anlaşılmak ve anlatılmak için Allah rahmetinin insan akl ü idrakine en büyük armağanıdır. Onu okumayı öğrenip, manasını anlamak hem bir vazife hem de bir kadirşinaslık; anlatmaksa onun nuruna muhtaç gönüllere saygı ve vefanın ifadesidir.

Bu itibarla, Kur’an okumayı bilmiyorsak, Ramazan-ı Şerif’i vesile yaparak, hemen öğrenme yolları aramalı; Kelâm-ı ilahîyi okuyabiliyor ama anlayamıyorsak, bazı ayetlerin şerhlerini de ihtiva eden bir meale başvurmalı ya da daha da güzeli, ciddi bir tefsir kitabı mütalaa etmeli ve bu bir ayı gerçekten bir Kur’an ayı olarak değerlendirmeliyiz. Selef-i salihîn efendilerimize ittibâen, can ü gönülden Kur’an’a yönelmeli, Kelâm-ı ilahîye karşı kalb kapılarını sonuna kadar açmalı ve “Cenâb-ı Hakk’ın marziyâtını kelâmından anlama” hususunda Ramazan’ın kudsiyetine yaraşır bir cehd ortaya koymalıyız.

Bu mülahazalarla, birkaç senedir burada (Pennsylvania’da) muhterem Hocaefendi’nin de iştirak ve rehberliğiyle mukabeleyi sabah ve ikindi namazlarından sonra yaklaşık ikişer saat olmak üzere iki fasıl halinde yapıyoruz. Her fasılda Kur’an-ı Kerim’den on sayfa okuyor, daha sonra ayetlerin mealleri üzerinde duruyor ve gerektiğinde farklı eserlere müracaat ediyoruz.

Hafta sonu bu senenin üçüncü CANLI YAYINı şeklinde paylaştığımız ve Furkan Sûresi’nin 21. ayetinden başlayıp 19. Cüz’ün ilk on sayfasını okuduğumuz mukabelemizin o bölümünü -seyredemeyenler ya da yeniden izlemek isteyenler için- arz ediyoruz.

HOCAEFENDİ İLE RAMAZAN MUKÂBELESİ (2)

Herkul | | BAMTELI

Bütün bir sene Kur’an’dan uzak kalmış olanlar bile Ramazan’ın nûrefşân ikliminde ciddi bir susamışlık içinde Kelam-ı İlahi’den kevser yudumlamaya koşarlar. Çünkü, bu gufran ayında, yaygın olarak her yerde yapılan bir âdet de mukâbeledir.

Kur’an’ın Allah tarafından indirildiği şekilde korunması, âyet ve sûrelerin tertibinin doğru olarak tesbit edilmesi ve bunun kontrolü için Hazreti Cibrîl (aleyhisselam) her sene Ramazan ayında, bir rivayete göre Ramazan ayının her gecesinde, Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’e gelirdi. Allah Rasûlü (aleyhi ekmelüttehâya) Kur’an âyetlerini Cibrîl Aleyhisselam’a okurdu ve sonra da onun okuyuşunu dinlerdi. İşte, Kainatın İftihar Tablosu ile Cibrîl-i Emin’in Kur’an-ı Kerim’i bu şekilde karşılıklı olarak okumalarına “mukabele” denilmiştir.

Hem o mukaddes hatıraya saygının bir tezahürü olarak hem de Kur’an’ın Ramazan’da nazil olması ve özellikle bu ayda Kur’an okumanın kat kat mükâfatlandırılacağının müjdelenmesi sebebiyle, mü’minler Ramazan boyunca camilerde ve evlerde “mukabele” okumayı ve hatimler yapmayı güzel bir adet haline getirmişlerdir.

Selef-i salihîn efendilerimiz Kur’an’ı her ay bir defa hatmetmeyi ona karşı vefanın alt sınırı kabul etmiş; ayda bir kez onu okumayanın ona karşı vefalı davranmamış ve onu terketmiş sayılacağını belirtmişlerdir.

Bu açıdan, Ramazan’ın mübarek günlerini değerlendirerek ayda en azından bir defa Kur’an’ı hatmetmeye kendimizi alıştırmalıyız ki, bu bizim için bir başlangıç sayılsın ve hiç değilse bundan sonra Kelam-ı ilahîye karşı vefalı olabilelim. Aslında, bilmeyenler her zaman onu öğrenme ve anlama peşinde olmalı, bilenler de bütün idrak ve ihsas güçlerini onu doğru öğretip doğru ifade etmede kullanmalı ve onun okunup anlaşılmasını daha bir yaygınlaştırmalıdırlar. Zira o, anlaşılmak ve anlatılmak için Allah rahmetinin insan akl ü idrakine en büyük armağanıdır. Onu okumayı öğrenip, manasını anlamak hem bir vazife hem de bir kadirşinaslık; anlatmaksa onun nuruna muhtaç gönüllere saygı ve vefanın ifadesidir.

Bu itibarla, Kur’an okumayı bilmiyorsak, Ramazan-ı Şerif’i vesile yaparak, hemen öğrenme yolları aramalı; Kelâm-ı ilahîyi okuyabiliyor ama anlayamıyorsak, bazı ayetlerin şerhlerini de ihtiva eden bir meale başvurmalı ya da daha da güzeli, ciddi bir tefsir kitabı mütalaa etmeli ve bu bir ayı gerçekten bir Kur’an ayı olarak değerlendirmeliyiz. Selef-i salihîn efendilerimize ittibâen, can ü gönülden Kur’an’a yönelmeli, Kelâm-ı ilahîye karşı kalb kapılarını sonuna kadar açmalı ve “Cenâb-ı Hakk’ın marziyâtını kelâmından anlama” hususunda Ramazan’ın kudsiyetine yaraşır bir cehd ortaya koymalıyız.

Bu mülahazalarla, birkaç senedir burada (Pennsylvania’da) muhterem Hocaefendi’nin de iştirak ve rehberliğiyle mukabeleyi sabah ve ikindi namazlarından sonra yaklaşık ikişer saat olmak üzere iki fasıl halinde yapıyoruz. Her fasılda Kur’an-ı Kerim’den on sayfa okuyor, daha sonra ayetlerin mealleri üzerinde duruyor ve gerektiğinde farklı eserlere müracaat ediyoruz.

Hafta sonu bu senenin ikinci CANLI YAYINı şeklinde paylaştığımız ve Hûd Sûresi’ni okuduğumuz mukabelemizin o bölümünü -seyredemeyenler ya da yeniden izlemek isteyenler için- arz ediyoruz.

Bamteli Özel: HOCAEFENDİ İLE RAMAZAN MUKÂBELESİ

Herkul | | BAMTELI

Kıymetli dostlar,

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, önceki senelerde Ramazan ayı yaklaşırken, “mealli mukabele” teklifinde bulunmuştu.

“Kur’an-ı Kerim’in manasını anlamasa da, ciddi bir saygıyla, fevkalade bir tazimle, konsantre olarak, tam teveccüh ederek onu okuyan yine sevap kazanır. Ne var ki, onda ilahî maksatları izlemek, Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) gönderiliş gayesini takip etmek çok önemlidir. Bu da onun manasına genişletilmiş bir meal çerçevesinde muttali olmaya bağlıdır.”

diyen Hocamız, mesai ve meşguliyetleri müsaade ettiği ölçüde, mü’minlerin günlük mukabeleyi ikiye ya da üçe bölmelerini, böylece zamanı biraz daha uzun tutarak okudukları ayetlerin meallerine ve muhtevalarına da bakmalarını tavsiye etmişti.

Birkaç senedir burada (Pennsylvania’da) muhterem Hocaefendi’nin de iştirak ve rehberliğiyle mukabeleyi sabah ve ikindi namazlarından sonra yaklaşık ikişer saat olmak üzere iki fasıl halinde yapıyoruz. Her fasılda Kur’an-ı Kerim’den on sayfa okuyor, daha sonra ayetlerin mealleri üzerinde duruyor ve gerektiğinde farklı eserlere müracaat ediyoruz.

Muhterem Hocaefendi’nin mevcudiyeti ve açıklamalarının yanı sıra, ders halkamızda Almanya, Pakistan, Kuzey Irak, Avustralya, Azerbaycan, Arnavutluk ve Kırgızistan’dan talebe arkadaşlarımızın da bulunması mukabeleye ayrı bir lezzet katıyor.

Dostlarımıza bir fikir vermesi için hafta sonu CANLI YAYIN şeklinde paylaştığımız ve Nisâ Sûresi’nin 87. ayetinden başlayıp 5. Cüz’ün son on sayfasını okuduğumuz mukabelemizin o bölümünü -seyredemeyenler ya da yeniden izlemek isteyenler için- arz ediyoruz.

Cenâb-ı Hak ihlas lütfetsin; hepimizin hatimlerini kabul eylesin.

Bamteli Özel: HOCAEFENDİ İLE RAMAZAN MUKÂBELESİ (3)

Herkul | | BAMTELI

Kıymetli dostlar,

Daha önce de ifade ettiğimiz ve örnek videolarını yayınladığımız üzere, birkaç senedir burada (Pennsylvania’da) muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin de iştirak ve rehberliğiyle mukabeleyi sabah ve ikindi namazlarından sonra yaklaşık ikişer saat olmak üzere iki fasıl halinde yapıyoruz. Her fasılda Kur’an-ı Kerim’den on sayfa okuyor, daha sonra ayetlerin mealleri üzerinde duruyor ve gerektiğinde farklı eserlere müracaat ediyoruz.

Muhterem Hocaefendi’nin mevcudiyeti ve açıklamalarının yanı sıra, ders halkamızda Almanya, Hindistan, Pakistan, Mısır, Avustralya, Azerbaycan, Arnavutluk, Tacikistan ve Kırgızistan’dan talebe arkadaşlarımızın da bulunması mukabeleye ayrı bir lezzet katıyor.

Kadir Gecesi’nde bu senenin üçüncü CANLI YAYINı şeklinde paylaştığımız ve Rahman Sûresi’nden başlayıp 27. Cüz’ün son 10 sayfasını okuduğumuz mukabelemizin o bölümünü -seyredemeyenler ya da yeniden izlemek isteyenler için- arz ediyoruz.

Cenâb-ı Hak ihlas lütfetsin; hepimizin hatimlerini kabul eylesin.

Bamteli Özel: HOCAEFENDİ İLE RAMAZAN MUKÂBELESİ (2)

Herkul | | BAMTELI

Kıymetli dostlar,

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, önceki senelerde Ramazan ayı yaklaşırken, “mealli mukabele” teklifinde bulunmuştu.

“Kur’an-ı Kerim’in manasını anlamasa da, ciddi bir saygıyla, fevkalade bir tazimle, konsantre olarak, tam teveccüh ederek onu okuyan yine sevap kazanır. Ne var ki, onda ilahî maksatları izlemek, Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) gönderiliş gayesini takip etmek çok önemlidir. Bu da onun manasına genişletilmiş bir meal çerçevesinde muttali olmaya bağlıdır.”

diyen Hocamız, mesai ve meşguliyetleri müsaade ettiği ölçüde, mü’minlerin günlük mukabeleyi ikiye ya da üçe bölmelerini, böylece zamanı biraz daha uzun tutarak okudukları ayetlerin meallerine ve muhtevalarına da bakmalarını tavsiye etmişti.

Birkaç senedir burada (Pennsylvania’da) muhterem Hocaefendi’nin de iştirak ve rehberliğiyle mukabeleyi sabah ve ikindi namazlarından sonra yaklaşık ikişer saat olmak üzere iki fasıl halinde yapıyoruz. Her fasılda Kur’an-ı Kerim’den on sayfa okuyor, daha sonra ayetlerin mealleri üzerinde duruyor ve gerektiğinde farklı eserlere müracaat ediyoruz.

Muhterem Hocaefendi’nin mevcudiyeti ve açıklamalarının yanı sıra, ders halkamızda Almanya, Hindistan, Pakistan, Mısır, Avustralya, Azerbaycan, Arnavutluk, Tacikistan ve Kırgızistan’dan talebe arkadaşlarımızın da bulunması mukabeleye ayrı bir lezzet katıyor.

Dostlarımıza bir fikir vermesi için hafta sonu bu senenin ikinci CANLI YAYINı şeklinde paylaştığımız ve Tâhâ Sûresi’ni (16. Cüz’ün son 10 sayfasını) okuduğumuz mukabelemizin o bölümünü -seyredemeyenler ya da yeniden izlemek isteyenler için- arz ediyoruz.

Cenâb-ı Hak ihlas lütfetsin; hepimizin hatimlerini kabul eylesin.

Bamteli Özel: HOCAEFENDİ İLE RAMAZAN MUKÂBELESİ

Herkul | | BAMTELI

Kıymetli dostlar,

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, önceki senelerde Ramazan ayı yaklaşırken, “mealli mukabele” teklifinde bulunmuştu.

“Kur’an-ı Kerim’in manasını anlamasa da, ciddi bir saygıyla, fevkalade bir tazimle, konsantre olarak, tam teveccüh ederek onu okuyan yine sevap kazanır. Ne var ki, onda ilahî maksatları izlemek, Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) gönderiliş gayesini takip etmek çok önemlidir. Bu da onun manasına genişletilmiş bir meal çerçevesinde muttali olmaya bağlıdır.”

diyen Hocamız, mesai ve meşguliyetleri müsaade ettiği ölçüde, mü’minlerin günlük mukabeleyi ikiye ya da üçe bölmelerini, böylece zamanı biraz daha uzun tutarak okudukları ayetlerin meallerine ve muhtevalarına da bakmalarını tavsiye etmişti.

Birkaç senedir burada (Pennsylvania’da) muhterem Hocaefendi’nin de iştirak ve rehberliğiyle mukabeleyi sabah ve ikindi namazlarından sonra yaklaşık ikişer saat olmak üzere iki fasıl halinde yapıyoruz. Her fasılda Kur’an-ı Kerim’den on sayfa okuyor, daha sonra ayetlerin mealleri üzerinde duruyor ve gerektiğinde farklı eserlere müracaat ediyoruz.

Muhterem Hocaefendi’nin mevcudiyeti ve açıklamalarının yanı sıra, ders halkamızda Almanya, Hindistan, Pakistan, Mısır, Avustralya, Azerbaycan, Arnavutluk, Tacikistan ve Kırgızistan’dan talebe arkadaşlarımızın da bulunması mukabeleye ayrı bir lezzet katıyor.

Dostlarımıza bir fikir vermesi için hafta sonu CANLI YAYIN şeklinde paylaştığımız ve A’râf Sûresi’nin 164. ayetinden başlayıp 9. Cüz’ün son 10 sayfasını okuduğumuz mukabelemizin o bölümünü -seyredemeyenler ya da yeniden izlemek isteyenler için- arz ediyoruz.

Cenâb-ı Hak ihlas lütfetsin; hepimizin hatimlerini kabul eylesin.

KADİR GECESİ, HOCAEFENDİ İLE MUKÂBELE VE HATİM DUASI

Herkul | | BAMTELI

Kıymetli arkadaşlar,

Kadir gecesini de vesile edip Allah’ın inayetiyle bir kere daha canlı yayın yaptık. Bu defa mukabelemizi Hatim Duası ile tamamladık.

Daha önceki üç canlı yayın vesilesiyle, burada (Pennsylvania’da) muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin de iştirak ve rehberliğiyle Ramazan mukabelesini sabah ve ikindi namazlarından sonra yaklaşık ikişer saat olmak üzere iki fasıl halinde yaptığımızı ifade etmiştik.

Her fasılda Kur’an-ı Kerim’den on sayfa okuyor, daha sonra ayetlerin mealleri üzerinde duruyor ve gerektiğinde farklı eserlere müracaat ediyoruz.

Muhterem Hocaefendi’nin mevcudiyeti ve açıklamalarının yanı sıra, ders halkamızda Almanya, Hindistan, Mısır, Avustralya, Azerbaycan ve Kırgızistan’dan talebe arkadaşlarımızın da bulunması mukabeleye ayrı bir lezzet katıyor.

Dün CANLI YAYIN şeklinde paylaştığımız ve Rahmân Sûresi’nden başlayıp 27. Cüz’ün son kısmını okuduğumuz mukabelemizin bu bölümünü de -seyredemeyenler ya da yeniden izlemek isteyenler için- arz ediyoruz.

Videonun sonundaki Hatim Duası’na iştirakinizi diliyoruz.

Cenâb-ı Hak ihlas lütfetsin; hepimizin hatimlerini kabul eylesin.

Bamteli Özel: HOCAEFENDİ İLE RAMAZAN MUKÂBELESİ (3)

Herkul | | BAMTELI

Daha önceki iki canlı yayın vesilesiyle, burada (Pennsylvania’da) muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin de iştirak ve rehberliğiyle Ramazan mukabelesini sabah ve ikindi namazlarından sonra yaklaşık ikişer saat olmak üzere iki fasıl halinde yaptığımızı ifade etmiştik.

Her fasılda Kur’an-ı Kerim’den on sayfa okuyor, daha sonra ayetlerin mealleri üzerinde duruyor ve gerektiğinde farklı eserlere müracaat ediyoruz.

Muhterem Hocaefendi’nin mevcudiyeti ve açıklamalarının yanı sıra, ders halkamızda Almanya, Hindistan, Mısır, Avustralya, Azerbaycan ve Kırgızistan’dan talebe arkadaşlarımızın da bulunması mukabeleye ayrı bir lezzet katıyor.

Dün CANLI YAYIN şeklinde paylaştığımız ve Ahzâb Sûresi’nin 31. ayetinden başlayıp 22. Cüz’ün ilk 10 sayfasını okuduğumuz mukabelemizin o bölümünü de -seyredemeyenler ya da yeniden izlemek isteyenler için- arz ediyoruz.

Cenâb-ı Hak ihlas lütfetsin; hepimizin hatimlerini kabul eylesin.

Bamteli Özel: HOCAEFENDİ İLE RAMAZAN MUKÂBELESİ (2)

Herkul | | BAMTELI

Kıymetli arkadaşlar,

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin, Ramazan ayı yaklaşırken, geçen senelerde olduğu gibi, “farklı bir mukabele” teklifinde bulunduğunu yazmıştık:

“Kur’an-ı Kerim’in manasını anlamasa da, ciddi bir saygıyla, fevkalade bir tazimle, konsantre olarak, tam teveccüh ederek onu okuyan yine sevap kazanır. Ne var ki, onda ilahî maksatları izlemek, Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) gönderiliş gayesini takip etmek çok önemlidir. Bu da onun manasına genişletilmiş bir meal çerçevesinde muttali olmaya bağlıdır.” diyen Hocamızın, mesai ve meşguliyetleri müsaade ettiği ölçüde, mü’minlerin günlük mukabeleyi ikiye ya da üçe bölmelerini, böylece zamanı biraz daha uzun tutarak okudukları ayetlerin meallerine ve muhtevalarına da bakmalarını tavsiye ettiğini belirtmiştik.

Ayrıca, bizim de burada (Pennsylvania’da) muhterem Hocaefendi’nin de iştirak ve rehberliğiyle mukabeleyi sabah ve ikindi namazlarından sonra yaklaşık ikişer saat olmak üzere iki fasıl halinde yaptığımızı ifade etmiştik.

Her fasılda Kur’an-ı Kerim’den on sayfa okuyor, daha sonra ayetlerin mealleri üzerinde duruyor ve gerektiğinde farklı eserlere müracaat ediyoruz.

Muhterem Hocaefendi’nin mevcudiyeti ve açıklamalarının yanı sıra, ders halkamızda Almanya, Hindistan, Mısır, Avustralya, Azerbaycan ve Kırgızistan’dan talebe arkadaşlarımızın da bulunması mukabeleye ayrı bir lezzet katıyor.

Dostlarımıza bir fikir vermesi için dün CANLI YAYIN şeklinde paylaştığımız ve İsrâ Sûresi’den başlayıp 15. Cüz’ün ilk 9 sayfasını okuduğumuz mukabelemizin o bölümünü de -seyredemeyenler ya da yeniden izlemek isteyenler için- arz ediyoruz.

Cenâb-ı Hak ihlas lütfetsin; hepimizin hatimlerini kabul eylesin.

Bamteli Özel: HOCAEFENDİ İLE RAMAZAN MUKÂBELESİ

Herkul | | BAMTELI

Kıymetli arkadaşlar,

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin, Ramazan ayı yaklaşırken, geçen senelerde olduğu gibi, “farklı bir mukabele” teklifinde bulunduğunu yazmıştık:

“Kur’an-ı Kerim’in manasını anlamasa da, ciddi bir saygıyla, fevkalade bir tazimle, konsantre olarak, tam teveccüh ederek onu okuyan yine sevap kazanır. Ne var ki, onda ilahî maksatları izlemek, Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) gönderiliş gayesini takip etmek çok önemlidir. Bu da onun manasına genişletilmiş bir meal çerçevesinde muttali olmaya bağlıdır.”

diyen Hocamızın, mesai ve meşguliyetleri müsaade ettiği ölçüde, mü’minlerin günlük mukabeleyi ikiye ya da üçe bölmelerini, böylece zamanı biraz daha uzun tutarak okudukları ayetlerin meallerine ve muhtevalarına da bakmalarını tavsiye ettiğini belirtmiştik.

Biz de burada (Pennsylvania’da) muhterem Hocaefendi’nin de iştirak ve rehberliğiyle mukabeleyi sabah ve ikindi namazlarından sonra yaklaşık ikişer saat olmak üzere iki fasıl halinde yapıyoruz. Her fasılda Kur’an-ı Kerim’den on sayfa okuyor, daha sonra ayetlerin mealleri üzerinde duruyor ve gerektiğinde farklı eserlere müracaat ediyoruz.

Muhterem Hocaefendi’nin mevcudiyeti ve açıklamalarının yanı sıra, ders halkamızda Almanya, Hindistan, Mısır, Avustralya, Azerbaycan ve Kırgızistan’dan talebe arkadaşlarımızın da bulunması mukabeleye ayrı bir lezzet katıyor.

Dostlarımıza bir fikir vermesi için dün CANLI YAYIN şeklinde paylaştığımız ve En’âm Sûresi’nin 36. ayetinden başlayıp 7. Cüz’ün son 10 sayfasını okuduğumuz mukabelemizin o bölümünü -seyredemeyenler ya da yeniden izlemek isteyenler için- arz ediyoruz.

Cenâb-ı Hak ihlas lütfetsin; hepimizin hatimlerini kabul eylesin.

Bamteli: Gönüllere Tûbâ-i Cennet Çekirdeği

Herkul | | BAMTELI

Fethullah Gülen Hocaefendi’nin ‘Bamteli’ sohbeti canlı yayınlandı (1)

Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Bamteli sohbeti ilk kez canlı yayınlandı. Hocaefendi, “Bu dönemde aile fertlerini birbirine düşman etmesi sebebiyle Haçlı seferlerine rahmet okutturacak bir tabloyla karşı karşıyayız.” dedi. Zulüm ve baskının yoğun hissedildiği dönemlerde dahi kötülüklere iyiliklerle karşılık verilmesi tavsiyesinde bulundu. Her devirde inanan insanlara zulmeden zalimler olduğunu hatırlatan Hocaefendi, bunun müminleri iyiliklerden alıkoyamayacağını söyledi.

Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Bamteli sohbeti ikindi namazının kılınması ve dua edilmesinin ardından TSİ 22:35’te başladı.

Yaklaşık 50 dakika süren Bamteli sohbetinde Hocaefendi, zulüm ve baskının yoğun olarak hissedildiği dönemlerde dahi kötülüklere iyiliklerle karşılık verilmesi tavsiyesinde bulundu.

‘KÖTÜLÜKLERE KARŞI İYİLİKLE MUKABELE EDİN’

Her devirde inanan insanlara zulmeden zalimler olduğunu hatırlatan Hocaefendi, bu durumun müminleri iyiliklerden alıkoyamayacağını söyledi. Zalimlerin köksüz ağaçlar gibi bir bir devrileceklerini söyleyen Hocaefendi, ‘Bir tek insanın gönlünü yeşertiyorsanız, dünya ve içindekilerden daha hayırlı’ dedi.

#HocaefendiCanlıYayında HASHTAG’İ TT OLDU

Ozgurherkul.org kanallarından canlı olarak yayınlanan sohbete Fethullah Gülen Hocaefendi’nin sevenleri yoğun ilgi gösterdi. Sohbeti çok sayıda insan canlı olarak seyrederken #HocaefendiCanlıYayında Twitter gündeminde TT listesinde üst sıralarda yer aldı. Çok sayıda Twitter kullanıcısı ilk kez canlı olarak yayınlanan Bamteli sohbeti hakkında tweet attı.

Sohbetten satırbaşları şu şekilde:

KÖTÜLÜKLERE KARŞI İYİLİKTE BULUNMAK İHSANDIR

Bir taraf olabildiğine kabul edici, sinesini açıcı, herkesi bağrına basıcı olmalı. Diğer taraf dirense bile belli bir süre sonra sizin atmosferiniz içinde onlar da yumuşayacaktır. İnsanlara, kötülükle değil iyilikle mukabele edilmesi gerekir. Kötülüklere karşı iyilikle mukabelede bulunun. İyiliğe karşı iyilikle mukabelede bulunmak ihsan değildir. Kötülüklere karşı iyilikte bulunmak ihsandır.

Adanmış insanların vazifesi, tûba-i cennet çekirdeğini nemalandırmak suretiyle suri Müslümanlıktan, şekli Müslümanlıktan, taklidi Müslümanlıktan sıyırıp insanları kalbî hayata yükseltmektir. 

BİR TEK İNSANIN GÖNLÜNÜ YEŞERTİYORSANIZ DÜNYA VE İÇİNDEKİLERDEN DAHA HAYIRLIDIR

Bir tek insanın gönlünde tuba-i cennet çekirdeğini inkişaf ettiriyorsanız, bir tek insanın… “Bir toplumun, bir heyetin, bir milletin” demiyorum, bir tek insanın gönlünü yeşertiyorsanız, bu dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.

Bir tek insanı bu hale getirme istikametinde içiniz kan ağlarken diğer taraftan demet demet tebessümlerinizle etrafa gül demetleri sunuyorsanız, bir tek insan mevzuunda bu kadar çırpınıyorsanız, bu yığın yığın koyunlardan daha hayırlıdır; zayıf hadis ifadesiyle, üzerine güneşin doğup battığı her şeyden hayırlıdır. 

HAÇLI SEFERLERİNDEN DAHA BETER DURUMDAYIZ

Bu dönemde aile fertlerinin dahi birbirine düşman edilmesi nedeniyle Haçlı seferlerine rahmet okutturacak bir tabloyla karşı karşıyayız. Topyekün İslam dünyasında, kendi ülkenizde bile, o korkunç ayrıştırmalar, insanları birbirine düşürmeler… O zaman böylesine bir tablo yoktu.

Kur’an surları adına her şeyin yıkıldığı bu dönemde size büyük vazifeler düşüyor. Diriliş erleri için yapılacak çok şey var.

KÖKSÜZ BİRER AĞAÇ GİBİ DEVRİLECEKLER

Allah, sahabenin yaptırdığını size yaptırtıyor. Sahabenin yaptığına karşı çıkanlar olsa olsa şeytanın çırakları olabilir. Zulm ile abad olanın sonu berbat olur. Allah zalimi imhal etse de ihmal etmez. Yakında onlara acıyacak duruma geleceksiniz. Bir yönüyle köksüz birer ağaç gibi devrilecekler. Bir bir devrilecek ve sizden yardım, medet, istiane bekliyor gibi acı acı yüzünüze bakacaklar. Esas haklarında ağlanacak birileri varsa onlardır.

ZALİMLERE EYVALLAH ETMEMELİ, ÖZÜR DİLEMEMELİ

Her devirde inananlara zulmeden zalimler olmuştur. Her zaman hakkın aleyhinde böyle densiz insanlar olmuştur. Her devirde bir kısım Rum Mehmetler çıkacaktır, diğer insanlara kan kusturacaktır, ızdırap çektirecektir.

Bin türlü bela gelse, çarpsa, toslasa, götürüp darağacında assalar bile tebessümle öbür tarafa yürümeliyiz. Darağacına götürdükleri zaman size tebessüm eden Azrail’i görüyor gibi tebessüm ederek öbür tarafa yürümeli. Ama asla Rum Mehmetlere, zalimlere eyvallah etmemeli. Özür dilememeli, hata ettik dememeli. Hata etmediniz. Hatayı başkaları yaptı siz değil.

Unutmamalı, bir mü’min asla bir zalimden özür dilemez.

(Not: Bu özet, kısmen Zaman Gazetesi’nden iktibas edilmiştir.)

IRMAK TV CANLI YAYIN – ÖZEL NAĞME

Herkul | | HERKUL NAGME, NAGMELER

TÜRKİYE EKRANA KİLİTLENDİ

Fethullah Gülen Hocaefendi, yıllar sonra ilk kez canlı yayına katıldı. Hocaefendi’nin Irmak TV’de yayınlanan Sahur Vakti programına katıldığı esnada tüm Türkiye ve yurt dışından milyonlarca izleyici canlı yayına kilitlendi. Program, sosyal medyada da gündem oldu.

Herkul.org editörü Osman Şimşek’in Ramazan’ı nasıl geçirdiklerini anlatan açıklamalarının ardından gurbetteki iftar öncesi yapılan mealli mukabele canlı olarak izleyenlere sunuldu. Okunan ayetler tefsir edildi. Hocaefendi mealli mukabelenin ardından Ramazan ayının önemine dikkat çekerek son günlerin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini anlattı. Hocaefendi’nin mukabele sonrası Ramazan ayına ilişkin sohbeti şöyle:

“Bazı şeyleri kitabın ve sünnetin ruhuna uygun diye yapıyoruz. Bunda inşallah, Cenab-ı Hakk’ın rızasından başka bir mülahazamız da yok. Sürekli vird-i zebanımız ‘Allahümme’l-amele salih… vel ihlase’l-etem ve rıdake, rü’yatek’ filan diyoruz. Bu dört esas bizim için çok önemli bunlara ulaşmak için de Kur’an-ı Muciz-ül Beyan’ı doğru anlamak, ehli dalaletin, batıl ehlinin anladıkları veya heva ehlinin anladıkları, Kur’an’a uyacaklarına Kur’an’ı kendilerine uyduranların anladıkları gibi değil. Elden geldiğince Kur’an’ı Muciz-ül Beyan’ı, Kur’an’ın anlaşılması gibi anlaşılma adına Sünnet-i Seniyye’yi yine Sünnet-i Seniyye’nin anlaşılması çerçevesinde, Siyer-i Nebevi’yi esasen anlaşılması gerektiği siyer felsefesi çerçevesinde anlama istikametinde arkadaşların isteği, arzusu, cehdi, gayreti ile burada sürdürmeye çalıştık.”

BELKİ BAŞKALARI DA KUR’AN-I KERİM’İ ANLAMAK İÇİN BU ŞEKİLDE MUKABELE OKUR

“Bu sene de bütünüyle mukabeleyi bir taraftan Kur’an-ı Muciz-ül Beyan’ın bir taraftan orijinal metni, İlahi Kelam’ı okuyarak, diğer taraftan da meal ulvi hakikatleri ne kadar aksettiriyor ama onun sahibine esasen, o mealleri yazanların sahiplerine güvenerek hatta farklı meallere de bu arada bakarak, hatta bazen farklı mülahazalarla da işin içine girdiler yaparak, böyle manasıyla, maani aliyesiyle, mefhum-u mukaddesi ile Kur’an-ı Muciz-ül Beyan’ı bir de böyle mütalaa edelim. Kim bilir belki bunun isabetli olduğunu görür, bundan sonra başkaları da, Rabb’imizin bize bir mesajı olarak, aynı zamanda bir ışık kaynağı, Nur ayeti de geçmişti burada, önümüzü aydınlatmak üzere bir rehber olarak gönderdiği bu kitabı muhtevasıyla anlayalım diye bundan sonra mukabeleleri öyle okumayı düşünebilir. Dili Arapça olanlar belki buna çok fazla ihtiyaç hissetmeyebilirler. Bizim gibi Arapça bilmeyenler buna zannediyorum ihtiyaçları vardır. 19. Cüz’e geldik. Ramazan’ın son günlerine geldik. Böyle yapmakla Kur’an-ı Kerim’e karşı saygısızlık yaptıksa Allah bizi affetsin. Buna içtihat hatası derim ben. İçtihat hatası yapanlar bir sevap kazanırlar. Şayet isabet olmuşsa iki sevap kazanılmış olur. Kur’an’ı hiç bilmeyenler, belki senede bir kere bile okumayanlar bu mukabele sayesinde 100’ü aşkın insan Kur’an-ı Müciz-ül Beyan’ı şöyle böyle, kulak dolması akıllarında kalabilecek şekilde bazı manalarına muttali olmuşlardır. Bir ikincisi de onlarda böyle bir arzu da uyanmış olabilir. Bundan sonra şöyle tafsilli açıklamalı bir meali ellerine alırlar. Hasan Basri Çantay Hoca’nın gibi, bizim Ali Ünal’ın gibi, Suat Hocamızın gibi meallerini ellerine alırlar Kur’an-ı Kerim’i okurken öyle okurlar. Onlarda böyle bir duygu uyarılmışsa şayet Allah’ın izni, inayeti ile bu da hayra vesile olur. Sizler böyle bir şeye sebebiyet verdiğinizden dolayı sizin defter-i hasenatınıza da sevap akar, Allah’ın izni, inayetiyle. Bir de iştirak-ı amel ciheti ile yani ahirete ait meselelerde iştirakte birler bin olur. Yani bir meseleyi icra eden bir tanesi bir heyet-i aliye içinde, onun etrafında kümelenmişlerse şayet, umumun defter-i hasenatına bir yönüyle yazılacak, umuma terettüb edecek sevap teker teker her bir fert için mukadderdir, müyesserdir, diyor.”

İTİKÂF SÜNNETİ İHYA EDİLMELİ, AKSATMAMALI

“İştirak-i amal-i uhreviye de böyledir. Bir de bu yol açıldıysa şayet bu Ramazan-ı Şerif’te arkadaşlarımız buna da önem verirler, iştirak-ı ameli uhreviye derler ve birleri bin yapmaya bakarlar. Hususiyle Ramazan’ın her günü mübarektir. Ama Efendimiz (sas) ve büyüklerimiz Ramazan’ın son 10 gününde Kadir Gecesi olduğunu söylerler. 21’inde, 23’ünde 25’inde 27’sinde… Bir dönem de 27’sine tevafuk ettiğinden dolayı bu öyle kabul edilegelmiş, umumi kabul halini almış. Dolayısıyla da bütün İslam dünyasında Ramazan-ı Şerif’in 27. gecesinde yaparlar bunu. Fakat Efendimiz (sas) son 10 gecesinde Ramazan-ı Şerif’in itikâf yapıyorlardı. Bu itikâf da işte o gecelerdi, o tek gecelerde esasen gözetiliyordu orada. Kendinden sonra da bir hayli insan itikâf yaptı. Kendi hayatı seniyelerinde mübarek validemiz çardaklar kurdu mescidin içinde itikâf yapmak istediler. Fakat o namaz kılmaya mani, böyle günümüzde olduğu gibi maksureli yerler olmadığından dolayı mahzurlu gördü, o sene iptal ettiler itikâflarını. Daha sonra da kaza ettiler.”

“Bir de Ramazan’ın son günü imkân olsa itikâf esasen, itikâf Efendimiz’in (sas) bir sünnetidir. Cenab-ı Hakk’a yönelme, seyri sülük-ü ruhani ile seyfillah olma, hakikatlerini aksettiriyor gibi bir şey. Toplumumuzda unutulan sünnetlerden bir tanesi de budur. Oysaki kalbi ve ruhi hayata, cismaniyetten çıkma, hayvaniyeti bırakma, kalbi ve ruhi hayata yükselme, böylece rıtlatikeyi rabbaniye ufkuyla mı, sır ufkuyla mı, hafi ufkuyla mı, ahva ufkuyla mı, esma-yi ilahi sıfat-ı sübhaniye, itibarat-ı rabbaniye mülahazalarına girme, hadisin ifadesiyle görülüyor olma mülahazasını yaşama, görüyor olma mülahazasını yaşama, itikâf gibi tamamen kendini ona verme ibadeti ile ancak hâsıl olur.”

“Keşke bunu bütün dünyada cami imamları yapsa, Diyanet İşleri Teşkilatı yapsa, zira halk önünde bu işi iyi bilenlere bakar. İyi bilenlere bakar ve yaparsa yaptığı şeyin bir misli sevabı onların defterine de geçer. Onlar da bunu görmediğinden yapmıyorsa şayet o sünneti terk etme vebali onların defterlerine kaydedilir. Öndekiler o mevzuda çok hassas yaşamalı, o itikâfı da bence aksatmamaya bakmalı.”

“İnşallah bu son 10 güne girerken meseleyi biraz daha katlayarak yaşamak sureti ile Ramazan’ın ne olduğunu vicdanlarımıza duyururuz. Ramazan’ın ne olduğunu belki gelecek nesillere de duyururuz. Onlar da Allah’ın izni inayeti ile bereket ayını öyle değerlendirirler. Kulluktur bu.”

“MÜLEVVES HABERLERE HİÇ KULAK ASMAMALI”

“Belki bize düşen şey de, hiç olmazsa Ramazan-ı Şerif’in son 10 gününde fuzuli şey konuşmamalı, mülevves haberlere hiç kulak asmamalı, mülevves neşriyat yapan televizyonlar, radyolar, internetler; bunlara kapıları kapamalı ki Allah’a karşı açılacak kapılar açılsın. Yoksa yalanla, tezvirle, iftirayla, kinle, nefretle, gayzla köpürmüş insanların ağızlarından dökülen o levsiyatla hiç farkına varmadan bizim zihin dünyamız ve ruh dünyamız da kirlenir. Dolayısıyla onlara benzemiş oluruz. Onlara benzeyenler de onların yuvarlanacağı yere yuvarlanırlar. Değişik şeylere karşı panjurları kapamalı, kapıların hep Efendimiz’e (sas) karşı açık olmasını sağlamalı. Sohbet-i cananla bütün saatlerimiz geçmeli.” (Zaman Gazetesi’nin Haberi)