Yıl Seçiniz..

İKİNDİ YAĞMURLARI ARŞİV

Dil, gönle tercüman olduğu sürece kıymetlidir; şayet o, kalbden kopmuş ise, kurumaya istihkak kesbetmiş demektir. “Gönül Seni bulmuş ise / Başkasını arar mı hiç?!. / .....
İsm-i Kuddûs’ün cilvesi… Kâinatta umum temizliğin esasıdır, Kuddûs ismi. Zât-ı Ulûhiyet adına, sıfât-ı selbiyeden münezzehiyete delalet eder. “…Yemez, içmez, zaman geçmez berîdir cümleden Allah / .....
İnsanın, imandan nasibi, mahlûkata -hususiyle insanlara- gösterdiği/göstereceği şefkat ile mebsûten mütenâsiptir; ne kadar şefkat duyuyorsa, Allah ile münasebeti o ölçüde engindir/derindir. Ne kadar şefkatten, re’fetten, .....
“İnsan, Bu Meçhul” kitabında Alexis Carrel, insan anatomisi ile -esasen- Zât-ı Ulûhiyeti anlatıyor. Bir yönüyle, bakınca bir insan, mutlaka o mevzuda bir yere varır, bir .....
“Gelir bir bir, gider bir bir, kalır Bir. Gelen gider, giden gelmez, bu bir sır. Gelirse gelir bir kıl ile eyleme tedbir. Giderse gider, eğlemez .....
Allah’ın lütfedeceği şeyleri, mesela İstanbul’un fethini en son adım atılıncaya kadar takip etme… Kapılar aralandı, Bizanslıların her birisi, bir ine sindi. Tabiî, ine sinenler de .....
Ömrün uzunluğu-kısalığı, onun daha ziyade yerinde değerlendirilip yediveren başaklar haline, yüz veren başaklar haline, yedi yüz dâne veren başaklar haline getirilmesi ya da getirilememesiyle olur, .....
“Savm u sâlât u hac ile sanma biter zâhid işin / İnsân‐ı Kâmil olmaya lâzım olan irfân imiş.” diyor Niyazî-i Mısrî. Aynı şiirinde önce, “Sağ .....
Siz de bir yönüyle öyle ikili, üçlü, dörtlü, beşli, altılı, yedili evler tutarak, o yolda onların yaşadığı o ağır şartlar altında yaşadıkları şeyleri yaşayarak, “Ha .....
وَلاَ تَذْكُرُوا مَسَاوِي مَوْتَاكُمْ، اُذْكُرُوا مَحَاسِنَهُمْ “Geçmişlerinizin kötü yanlarını zikredip durmayın; onları iyilikleriyle anın!..” (Hadis-i şerifte; اُذْكروا مَحَاسِنَ مَوْتَاكُمْ، وَكُفُّوا عَنْ مَسَاوِئِهِمْ “Ölüp giden geçmişlerinizi .....
“Savm u sâlât u hac ile sanma biter zâhid işin / İnsân‐ı Kâmil olmaya lâzım olan irfân imiş.” diyor Niyazî-i Mısrî. Aynı şiirinde önce, “Sağ .....
Evet, وَالْقَانِتِينَ وَالْقَانِتَاتِ dedik; Allah karşısında kemerbeste-i ubudiyet içinde, upuzun durmaktan söz açtık; sonra Efendimiz’in upuzun durduğundan bahsettik; sonra selef-i sâlihînin upuzun durduğundan bahsettik, Hazreti .....
Kitap, Sünnet, İcmâ-i Ümmet, Kıyas-ı Fukahâ; selef-i sâlihînin yolu; Ebu Bekr u Ömer u Osman u Ali’nin yolu, radıyallâhu anhüm elfe merrâtin. O mevzuda meseleyi .....
Bizim, daha çok, “geceleri ihya etme”ye ihtiyacımız var. O’nunla (celle celâluhu) halvete ihtiyacımız var. Karşısında dururken, ciddî, kalb uyanıklığı içinde bulunmaya ihtiyacımız var. Çok iyi .....
Zehirlenmiş insanlar, Makyavelistlerin etrafa saçtığı zehirler ile zehirlenmiş insanlar, ölü sayılırlar; mezar-ı müteharrik, hareket eden ölüler, demektir. Bunların tek bir şeye istihkakları vardır; Allah kabul .....
Sâbit-kadem olanlar kazanacaktır. Kur’an-ı Kerim beyhude demiyor: رَبَّنَا لاَ تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنْتَ الْوَهَّابُ “Ey bizim kerîm .....
Ashâb-ı Uhdûd’u, zannediyorum bilmeyen yoktur. Camilerde hocalardan şimdiye kadar dinlemişsinizdir. Cenâb-ı Hak, konuştukları şeylere inanmayı da lütfeylesin! Konuştuğumuz şeylere inanmayı da lütfeylesin!.. O devirde de .....
Yıkılmış kalbleri, O (celle celâluhu) tamir edecek. Onlar, kaybetmiyorlar; ehl-i dünyanın kirli eliyle yıkılıyorlar ama yed-i Kudret ile, nurlandıracak şekilde, imar ediliyorlar. Şu halde, kazanıyorlar .....