Tavşan, Tabiat ve Şefkat Mülahazaları

Tavşan, Tabiat ve Şefkat Mülahazaları

Benim böyle kafes hayvanları, akvaryum falan onlara karşı da belli bir mülahazam var, mütaalam var. Bu varlıkları, bunların istidat ve kabiliyetlerini köreltmeye hakkımız yok. Tabiatın içindeki kendi konumlarıyla onları korumak lazım. Hatta kabil ise daha geniş mekanda, daha geniş mekanda, daha geniş mekanda tabiata yeniden alıştırarak, onlara tabiatla mücadeleyi öğreterek salıvermek daha uygundur. Çünkü bunların hepsi ehlileştirilmiş. Bir kedi gibi, köpek gibi değil. Yani onlar bizim yanımızda rahat ederler. Köpek kurt cinsindendir ama amcasının oğluyla yüzde yüz zıttır yani. Kendisine yüzde bin ters olan koyunla arkadaştır.

Sararıp saksıya düşen bir yaprak karşısında bile ürperirim, niye düştü diye. Evet o kadar. Hazan mevsiminde çok defa ağlamamak için dilimi ısırmışımdır, yapraklar dökülüyor diye. 

Elimden gelse ben bu insanları bile tabiata döndürmek isterim. Onları bile esas kendi cennetlerinden uzaklaştırmış, beton binaların için hapsetmişler. Ne var ki önü alınmayan bir süreçtir yaşanan şey. Ama bilmem ki o ormanlarda elinde kalın kalın sopalar, öyle yaşayan insanlar mı daha mutluydu, günümüzün beton kümeslerinde mahpus insanlar mı daha mutlu.