199. Nağme: “Talebin Kadar Kıymetlisin!” ya da “O’nun İçin Yaşamak”

199. Nağme: “Talebin Kadar Kıymetlisin!” ya da “O’nun İçin Yaşamak”

Mp4 indir

HD indir

Share

Paylaş

Sevgili dostlar,

“Âriflerin sohbeti artırır marifeti!” demişler. Gönlünün diline tercüman insanların sözleri sadece marifeti artırmakla da kalmaz, selim bir kalbin soluğu olan her kelime adeta bir neşter ya da sırlı bir iksir gibidir. Onunla kalbdeki lekeler sökülüp atılır, gönül mekanizmasındaki yırtıklar yamanır, ruh yamaçlarının sararıp solmuş çiçekleri yeniden canlanır.

Onun için vicdan doymaz gönlün terennümlerine. Hak erlerinin dudaklarından dökülen her beyan incisi gelip insan mahiyetinin bir noktasına dokunur.

Âriflerin hiçbir kelamı boşa gitmez, Hak aşığının tek bir sözcüğü boşluğa düşmez.

Vicdanının sesine kulak veren, kendisini az dinleyebilen insan görür ki, aynı mevzuyu defalarca da dinlese, eğer konuşulan hakikat ve konuşan Hak için ise, yürekten kelimeler yine mahiyetindeki bir boşluğu dolduruyor, bir söküğü onarıyor, bir virüsü uzaklaştırıyor, bir alıcıyı canlandırıyor ve susamış latifelere âb-ı hayat sunuyor.

İşte ne zaman muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’yi dinlesek işaret ettiğimiz bu hususların çok ötesinde ruh haletine bürünüyor ve sahiden vicdanımızda belki daha önce varlığından bile haberdar olmadığımız noktalara dokunulduğunu görüyoruz. Onun için de sanki bir hasbihal eksik kalırsa, bazı latifeler gıdasızlık yaşayacakmış gibi hissediyor, beslenmeye çalışmanın yanında beyan rızıklarını sizlerle de paylaşmaya gayret gösteriyoruz.

Bu nağme de vicdana, gönle, ruha, belki sırra, hafiye, ahfaya dokunuyor. Muhterem Hocaefendi, -özetle- “Talebin kıymeti insanın kıymetini yükseltir; insan talip olduğu şey ölçüsünde kıymet kazanır. Kimisi mala, mülke, bağa, bahçeye; kimisi makama, mansıba, şöhrete, pâyeye; kimisi keşfe, kerâmete, zevke ve hâle tâliptir. Oysa Allah için yaşamanın değerler hanesinde doldurduğu yerleri başka bir şeyle doldurmak mümkün değildir. Bu itibarla, en değerli insan, rıza-yı ilahi peşinde olan ve iman, marifet, muhabbet, aşk u iştiyak istikametinde derinleşmeye çalışan insandır.” diyor.

Muhterem Hocamız, Allah için yaşayanların akıbetini şu ayet-i kerimeyi hatırlatarak anlatıyor:

إِنَّ الَّذِينَ قَالُوا رَبُّنَا اللَّهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا تَتَنَزَّلُ عَلَيْهِمُالْمَلَائِكَةُ أَلَّا تَخَافُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَبْشِرُوا بِالْجَنَّةِالَّتِي كُنتُمْ تُوعَدُونَ

“Rabbimiz Allah’tır” deyip sonra da istikamet üzere, doğru yolda yürüyenler yok mu, işte onların üzerine melekler inip: “Hiç endişe etmeyin, hiç üzülmeyin ve size vâd edilen cennetle sevinin!” derler. (Fussilet, 41/30)

9 dakikalık bu hasbihali dinlerken duaya dönüşen güzel hislerinizin arasına bizim için ihlas dileğini de eklemeniz istirhamıyla…