Kıymetli Dostlar! Gönüllerimizde hüzün ve ümidi iç içe yaşadığımız böylesi bir dönemde; gözlerimizi yummuş, ruhlarımızla yeni bir gufran ayına süzüldüğümüz bu günlerde Herkul olarak; sizlerle .....
“Ramazan’ı idrak ettiği halde, afv u mağfiret liyakati kazanamamış kimseye yazıklar olsun, burnu sürtülsün onun!” deniyor. Üç hususu söylediği yerlerde, bir tanesi de budur Efendimiz’in .....
Kendini yerden yere vurmayan, Hakk’ın takdirini yerden yere vurma durumunda olur. Başa gelen her musibeti insan kendinden bilmelidir. وَمَا أَصَابَكُمْ مِنْ مُصِيبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ أَيْدِيكُمْ .....
Herhalde bu imtihana istihkak kesp ettik, müstahak olduk ki, Allah (celle celâluhu), böyle bir bela ile bizi imtihan ediyor. İhtimal, bazı imkânları tam değerlendiremedik. İmkânı .....
Belâlar/musibetler sağanak sağanak başınızdan aşağıya geldiği zaman, “Ee ne yapalım!” diye kalır seyretmeye durursunuz. Öyle değil esasen… Belki gelen, tepenize balyozlar gibi inen şeyler karşısında .....
Başımıza gelen her şeyde, kendi içimize dönüp kalb saffetini arama mecburiyetindeyiz. Dupduru olabilecek şekilde bir kalb saffeti… Hayalimizin ucuna -ortasına değil, hepsine değil, ucuna- bulaşan .....
Bela ve musibetler sağanak sağanak geldiği zaman, bazen insanın duygu ve düşüncesi, daha doğrusu “istikamet mülahazası” kayabilir. Bir yönüyle, o istikamet mülahazasını koruyacak şey de .....
Yola çıkarken, size vaad edilenler yazılmış oluyor: “Bunlar, geldikleri zaman, kapıda vize sormayın, içeriye alın!” Kazanmış oluyorsunuz. Üç-beş dakikalık dünya hayatında kaybettiğiniz şeylerin ne önemi .....
Bugün cuma hutbesinde “Kutlu Zaman Dilimi Üç Aylar” yazısı okundu. Hutbemizden kısa bir kesiti sizlerle paylaşırken; bütün mağdur ve mazlumların ahının dindiği, manevi atmosferiyle bizi .....
“Tenzîl dili”ne, tebliğine mukabil, Allah Rasûlü’nün gürül gürül ayrı bir ikinci dili vardı; o da “temsil” dili. Hayat-ı seniyyelerinde kendine “Emîn” dedirtmişti, “Sâdık” dedirtmişti. Peygamberlerin .....
Öbür tarafta Sırât’ı rahatlıkla geçebilmek, burada sırât-ı müstakîm üzere yaşamaya bağlıdır!.. Ötede, Sırât’ı rahat geçecek olanlar, burada sırât-ı müstakîm üzere yaşayan insanlardır! Sırat-ı müstakîm, yani .....