Sigaranın Hükmü ve Tedrîcî İntihar

Sigaranın Hükmü ve Tedrîcî İntihar

Soru: Küçük görülen bazı günahlar toplumda daha fazla
yaygınlaştığı gibi, sigara da -hükmüyle alâkalı tereddütlerin de tesiriyle- içki
ve uyuşturucu türünden zararlı alışkanlıklara nisbeten daha çok yaygın. Selef
ulemâsının sigara hakkında haram fetvası vermemesinin sebepleri neler olabilir;
bugün “sigara haramdır” hükmüne varmayı gerektiren hususlar nelerdir?



-Osmanlı, tütün ile 17. yüzyılda tanıştı. Tütünün Osmanlı pazarına girişiyle,
4. Murat tarafından yasaklanması da bir oldu. O Hazret, sigara ve içki gibi
zararlı alışkanlıklara karşı caydırıcı tedbirler aldı. Ne var ki, hem bu yasak
uzun sürmedi hem de bazı kimseler tiryakiliklerini gizli gizli devam ettirdiler.
(01.05)

-İslam Hukuku’na göre bir şeyin haram ya da helal oluşu,
“tahrîc-i menat”, “tenkîh-ı menat” ve “tahkîk-i menat” denilen, yasaklamayı ya
da serbest bırakmayı lüzumlu kılan sebepleri ortaya çıkarmaya yarayan usullerle
anlaşılır. Âlimler tarafından, benzer meseleler bu usuller çerçevesinde ele
alınır ve onların hükümleri de aynı zaviyeden yaklaşılarak belirlenir. Bu
konuda, içki ve kumarın yasaklanmasındaki saik ve sebepler misal olarak
düşünülebilir. (06.40)

-Geçmişte İslam âlimlerinin bir kısmının sigaraya
mekruh veya mübah hükmünü vermeleri ihtimal o dönemde sigaranın zararlarının bu
derece bilinmeyişindendir. Bu konuda onları mazur görebiliriz; çünkü o yıllarda
tıbbî araştırmalarla sigaranın zararları tespit edilememiştir. Dolayısıyla,
fukaha bu görüş ve hükmü “Eşyada asıl olan ibahadır.” kaidesine bağlamışlardır.
Fakat, zararları bu ölçüde keşfedildikten sonra artık sigara içmenin haram
olduğu çok açık ortaya çıkmıştır. Eğer selef ulemâsı da sigaranın bu derece
zararlı olduğunu bilselerdi, mutlaka fetvalarını ona göre verirlerdi.
(08.35)

-Ölüme götüren onca hastalığa sigaranın sebebiyet verdiği
bilindiği halde hâlâ sigaraya devam etmek bir çeşit intihardır. Evet, sigara
tedrîcî intihardır. Sızıntı dergisindeki bir resim değerlendirmesinde, sigara
içen birine şöyle sesleniliyordu: “Ölüme yürüyorsun hep ölüm diye diye /
Anlamadım ahesterevlik etmen de niye?..” (11.05)

-İslam, israfın her
çeşidini yasaklamıştır. Gereksiz olarak musluktan akıtılan su, ihtiyaç fazlası
yakılan elektrik israf olduğu gibi, zamanı boşa harcamak ve sağlığı bozacak
davranışlara dalmak da israftır. Bir insanın yarım kırba su ile abdest alması
mümkünken, lavaboda musluğu sonuna kadar açıp iki kırbalık su kullanması nasıl
israfsa, altı saatlik uyku ile dinlenebilecekken sekiz saat uyuması da aynı
şekilde israftır. İslam, israfa girmeme hususunda çok hassas davranılmasını
istemiş, denizin kenarında abdest alırken dahi gereğinden fazla su kullanmamayı
tavsiye etmiştir. Sigaraya verilen para tamamen israf olduğu için haramdır;
dahası çoluk çocuğun rızkından kesilerek verildiğinden kul hakkını da ihlal
sayılır. (12.15)

-Sigaranın sağlığa zarar verdiği konusunda artık
kimsenin bir şüphesi ve tereddüdü olamaz. Zararın derhal veya zaman içinde
gerçekleşmesi, hükmü değiştirmez. Hayatı ve sağlığı korumak, bunun için gerekli
tedbirleri almak dinin önemli hedeflerinden biridir. Sigaranın zararı yalnızca
içenin sağlığı ile ilgili olsaydı bile onun haram olması için yeterli idi.
Halbuki sigara içenlerin çevrelerine de önemli ölçüde zararları vardır, devamlı
sigara içenin yakınında olanlar da onlara yakın zarar görmektedirler.
(15.08)

-Hakiki bir mü’minin vazgeçemeyeceği bir tiryakiliği olmamalıdır;
o, kendisini her türlü şart altında yaşamaya hazırlamalı ve faydasız
alışkanlıklardan uzak durmalıdır. (18.10)


Soru: Kapalı alanlarda tütün ürünleri tüketilmesinin
yasaklanması ile ilgili düşüncelerinizi lutfeder misiniz? Sigara ve içki gibi
alışkanlıkları terkettiklerini söyleyen bazı kimselerin herhangi bir musibetten
sonra bir teselli vasıtası gibi görerek yeniden onlara dönmelerini nasıl
yorumluyorsunuz? Ayrıca, mübarek Ramazan ayı, insanları sigaradan kurtarmak için
de önemli bir vesile olarak değerlendirilebilir mi? (20.05)



-İnançla çözülecek problemleri dayatmalarla halletmeye kalkışmak çok defa
başarısızlıkla neticelenir. Bu açıdan, bir kısım müeyyidelerin konulması, bazı
yasakların uygulanması, menhiyat yollarının zorlaştırılması ve insanların
kötülüklere imrenmelerinin önlenmesi çok önemlidir; fakat, bunların yanı sıra
sigara gibi kötü alışkanlıkların vebali, zararları ve dünyevî-uhrevî cezası
konusunda insanların mutlaka ikna edilmeleri lazımdır. (22.30)

-Sigara
onu kullanmayanlar için tiksindirici kokusu ve rahatsız edici dumanı ile de
eziyet vericidir. Binâenaleyh, Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)
Efendimiz üzerinde soğan ve sarımsak kokusu bulunan bir adamı Cennetü’l-Baki’den
çıkarmış; mü’minleri soğan ve sarımsak kokusu ile cemaate katılmamaları
konusunda uyarmıştır. Malumdur ki, rahatsız etme bakımından sigaranın kokusu
soğan ve sarımsağın kokusundan daha hafif değildir; sigaranın kokusunun
başkalarını rahatsız ettiği şüphesizdir. (27.35)

-Sigara dumanı,
çevresinde bulunan insanların sıhhatini de menfi yönde etkilemekte, onların
sağlığına da çok zarar vermektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalarda, kendisi
doğrudan sigara içmemekle birlikte sigara içilen mahallerde bulunduğu için duman
soluyan, pasif sigara içicilerinin de akciğer kanseri hususunda büyük bir risk
altında bulundukları tesbit edilmiştir. (29.05)

-Musibetler karşısında
sigara ve içkiye sarılmak bir aldanmışlıktır. Acı ve ızdırapları aşmanın en
müessir yolu tavır değişikliğidir. Tavır değişikliğinin en nezih ve güzel usulü
ise abdest almak, namaza durmak ve Allah’a sığınmaktır.
(31.02)

-Hocasının sigarasını yakmak için yarış yapan talebeler..
büyüklerin vebali.. ve Prof. Hayrettin Karaman Hoca’nın “Sigara haramdır”
açıklaması… (34.12)

-Ramazan ayı sigara gibi kötü alışkanlıkları
bırakmak/bıraktırmak için güzel bir fırsattır. Oruç tuttuğundan gündüz sigara
içmeyen insanların gece de ona yaklaşmamaları hususunda, televizyondaki iftar ve
sahur programlarında uzman doktorların iştirakleriyle konunun ele alınması çok
faydalı olabilir. (38.00)